Rusya’da yaşanan isyan girişimi müzakereyle sonuçlansa da sebepleri ve sonuçları mutlaka konuşulmaya devam edecek.
Zira tarihte yaşanan isyanların çok temel kodları vardır ve bu konuda neredeyse en sarsılmaz ve her dönemde hayatiyetini koruyan tespitler İbn Haldun’dan gelmiştir.
Wagner’in, Rusya’nın başkentini tehdit etmesi de bana, İbn Haldun’un ne denli bir deha olduğunu bir kez daha hatırlattı.
O, yaklaşık 6 yüz yıldan fazla bir zaman öncesinden iktidarları/başkentleri tehdit eden iki temel tehlikeye dikkati çekiyordu.
İlki; en büyük isyanlar, ülkenin marjlarında, çeperlerinde yani iktidarın otoritesinin en zayıf olduğu yerlerde filizlenir.
İkincisi de savaşan, şiddet kullanmaya (barbarlığa) alışmış -öldürme de dahil- her türlü güç kullanımında kabiliyet kazanmış ve bir sebepten ötürü iktidardan hoşnut olmayan askeri birlikler.
İktidarı yerinden etmek isteyen bu isyancılar, başkentte uzun zamandır savaşmamış ve kentli olmanın getirdiği yumuşamayla pasifleşmiş kitlelerin üzerine yürüyerek, korkuyu ve ölümü başkentin göbeğine taşırlar.
Bunu da şöyle meşrulaştırırlar: “Mevcut iktidar artık bizi temsil etmiyor. Bir zamanlar uğruna canımızı verdiğimiz ülkemizin artık en hak etmişleri bizleriz ve onu kurtaracağız.”
Zira, dünyanın değişik bölgelerinde Rusya için en şedit çatışmalara giren, canlarını veren Wagner’di.
Hatta Suriye’de, Libya’da, Rusya için Türkiye’nin karşısında olanlar da onlardı.
Devlet olarak bir başka ülkede faaliyet yürütmenin, uluslararası yasalar açısından zorluğu da düşünüldüğünde çok önemli vekaletler üstlendiler.
Bütün bu roller onları sertliğe ve kendilerine yüksek manalar yüklemeye sevk etti.
Rusya’da yaşananların zamana ve kendi koşullarına göre farklılıkları olsa da temelde yaşanan budur.
Evet, ABD’nin böyle bir kalkışmayı beslemediği elbette düşünülemez.
Birbirlerini nasıl ayartmış olabileceklerini tahmin etmek de zekâ zorlayan bir şey değil.
Ciddi yaralar alacak ve uluslararası operasyonlarda, Ukrayna savaşında eli ciddi olarak zayıflayacak olsa da Rusya’nın bunu aşma kapasitesi vardır diye düşünüyorum.
Fakat onları 6 yüz yıl önceden uyaran bir ‘İbn Haldun’ları olsaydı, bu gerçeği çok daha önceden bilebilir ve tedbir alabilirlerdi.
Savaşan birlikler, hedefler örtüştüğü sürece iktidarlar için en büyük güç kaynağı olmuştur, tarih boyunca.
Hedef birliği bozulduğunda da en büyük tehdit.
Devletler tarihi, bu gerçeği teyit eden saysız örnekle doludur.
İbn Haldun işte bu gerçeği ilk keşfeden ve en sofistike haliyle tasvir eden büyük bir dâhidir…
Rusya en büyük yanlışı -büyük hesap hataları yaptığı- Ukrayna savaşıyla yaptı.
Uzun savaşların yıpratmadığı hiçbir taraf olamaz.
Maddi kayıplar ve zorlanan, yıpranan duyguların hangi tarafa “pes” dedirteceği de bu yüzden kapalı kutudur.
Bu isyanın etkilerini, izleyerek göreceğiz.
Ama bir gerçek var ki artık hiçbir şey bundan önceki gibi olmayacak…
Kurban Bayramımız mübarek olsun; yakınlaşmamıza, huzur ve afiyetimize vesile. Nice bayramlara…