Tarihi referandum için nefesler tutuldu.
Evetle Hayır’ın mücadelesi kıran kırana…
Kaldı bir gün!
Ancak hemen her referandum ve seçim dönemlerinde olduğu gibi, bunda da birbirimize düşmeyi başardık,tebrik ederim.
Evet mi, Hayır mı derken halk, bir anda iki kutba ayrıldı.
Ve özellikle, sağ tandanstakibu kutuplaşma, fevri davranışları da beraberinde getirdi.
Lâmı cimi yok kardeşim!
Bazı siyasilerin ve gazetecilerin aşırı kavgacı, kışkırtıcı, uzlaşmasız tutumları, toplumdaki huzur ve barış ortamına zarar verdi.
Bu sebeple…
Evetçi Hayırcıya, Hayırcı da Evetçiye kıl olmaya başladı.
Yazık! Bize yakışan bu mu arkadaş?Bu kavga dövüş niye?
Mesela Sinan Oğan’ın kürsüsüne, yine kendi cenahından birisinin saldırması…
Oğan’dan ziyade, Hayırcı diğer muhalif MHP’li grubun konferansının, Bahçeli’ci bir grup tarafından basılması…
Hayırcı kanadın da, yıllarca “başkanım” dediği, beraber çalıştığı, sayesinde meclise girebildiği Bahçeli hakkındaki sert ifadeleri…
Ve Ülkücülerin zart diye “Bahçeli’ciler ve diğerleri” olarak ikiye bölünmesi…
Yakışık alan davranışlar değil bunlar, uzlaşma kültürünü köreltir.
Kararı n’olursa olsun,Ülkücülere,birbirine düşmek yakışmaz!
N’oluyor demeye kalmadan, kısa bir süre sonra CHP’li Hüsnü Bozkurt’un, “evet oyu verenleri denize dökeriz” yönündeki bilinçaltı kusmaları…
Akabinde Uğur Dündar’ın, toplumu teskin edeceği yerde, verdiği ara gazlamaları…
-“Hanimiş alkış, hanimişşş?”
-Şak şakşakşakşak!
Bir de şahsım adına söylemem gerekir ki,Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin başında olmasını sonuna kadar destekliyor ve o makamdaki varlığıyla gurur duyuyorum!
Niye mi?Çünkü o olduğu sürece CHP, yüzde 22’yi geçemiyor da ondan!
Sayesinde, İzmir’den başka bir metropolde birinci çıkamıyor da ondan!
Ve konuştuğu sürece Evet/Hayırdengelerihemencik değişiyor da, ondan!
Yılmaz Özdil’in deyimiyle, “CHP’liler susarsa, Hayırlar artar”.
Varol Kılıçdaroğlu! Aynen devam!
Çünkü bir insanın, kendi tarafına zarar verebilmesi için, bir hayli çabalaması gerek.
Ancak Sayın Kılıçdaroğlu, pek zahmete girmeden, tek cümlesiyle bu meseleyi kökünden hallediyor.
Varlığıyla gurur duyduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, “başkanlık sisteminde başbakan ayrı, cumhurbaşkanı ayrı partiden olursa anlaşmazlık çıkmaz mı?” şeklindeki sorusu, bir kez daha Evetçi cenaha yaradı…
Nasıl başarıyor bunu, bilemiyorum ama başarıyor işte.
Ya Allah rızası için siz, hiçbir CHP’linin, hatta geçtim CHP’liyi, bir Hayırcı’nın “Evet” çadırına girip, dostluk iklimini sağlamak amacıyla hâl hatır sorduğunu gördünüz mü?
Ben görmedim çünkü içlerindeki ideolojik kaygı o kadar derin ki, gözlerini bağlamış.
Etrafı göremiyorlar.
Ama bir Evetçi’nin, Hayır çadırına girdiğini, orada Evet’i anlattığını gördüm.
Kimi?Tabi ki, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı…
Allah için, bu onurlu ve demokratik bir hareketti bence. Helal olsun!
Çünkü bu hareket, toplumda bir nebze “demek ki, konuşarak da anlaşılabiliyormuş” algısını yarattı.Bu sayede ortalık az daha sakinleşti dikkat ederseniz.
Zaten devlet adamının başlıca görevivakurluğuyla, toplumdaki kavga gürültüyü, anlaşmazlıkları, çekişmeleri engellemektir.
Ve son olarak belirtmeliyim ki;kararınız ne olursa olsun, sizler bizim başımızın tacısınız ve öyle de kalacaksınız.
Tekrarlayalım sloganımızı; TEK VATAN, TEK BAYRAK, TEK MİLLET!
Allah bu milleti muvaffak, düşmanı bertaraf, ülkemizi de müreffeh kılsın.