Merakla beklenen konut satış rakamları açıklandı. Türkiye genelinde eylül ayında 140 bin konut satıldı. Bu oran geçen yılın aynı dönemine göre yapılan satıştan yüzde 28.8 daha fazla. Satışların durgun olduğu söylenen bir dönemde bu kadar satış kime yapıldı? Aslında rakamlar şaşırtıcı değil. Tapu harcı indirimi, KDV için uygulanan teşviklerin satışları ciddi oranda arttıracağı tahmin ediliyordu. Tam da öyle oldu. Böylece ilk 9 aylık dönemde 1 milyonun üzerinde konut satılmış oldu. Yıl sonu için yapılan yorumları değerlendirdiğimizde kalan 3 aylık dönemde yapılacak satışlarla geçen yılki 1 milyon 341 binlik rakamı geçeceğimizi öngörebiliriz.

Rakamlar memnun edici olsa da satışların eskisi gibi hızlı olduğunu söyleyemiyoruz. Bugün konut üreten, satan herkes bu konuda mutabık gibi. Değerlendirme yaparken bazı kriterlere bakmak gerekiyor. Eskiden satılıyordu şimdi niye böyle oldu demek ne kadar mantıklı? Hiç bir şey eskisi gibi kalmıyor ki… Zaman geçiyor, teknoloji değişiyor, insanların talepleri farklılaşıyor vs… Çok değil 1990’lı yılların başına kadar küçük sobalı evlerde yaşıyorduk. Kardeşlerimizle aynı odada hatta aynı yatakta yatıyorduk. Yer sofralarında yemeklerimizi yiyorduk. Günümüze baktığımızda sanki o zamanları hiç yaşamamış gibi büyük evlere 2 kişi olarak bile sığamıyoruz. Demem o ki ihtiyaçlar, talepler değişiyor. 10 yıl önce markalı konut furyasıyla başlayan sosyal donatılı, güvenlikli konut projeleri büyük ilgi görmüştü. Sadece onlar değil orta ve küçük ölçekte yapılan konut satışlarına da talep çok olmuştu. Tabiri caiz ise yapılan satılıyordu. Demek ciddi bir konut ihtiyacı vardı bu anlamda.

Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum da bu hafta katıldığı bir basın toplantısında eskiden yaptığımız satışları beklememeliyiz ifadesini kullandı. Kurum “ Mesela eskiden bizim lansman dönemlerimizde yüzde 70 satış olurdu. Artık böyle bir satış olması mümkün değil. O günkü arz talep dengesi öyleydi. Şimdi farklı. Artık var olan talebi planlamamız gerekiyor.” dedi. Tüketicinin talebi değişiyor bunu dikkate almak gerekiyor. Müteahhit, yapayım nasıl olsa satarım mantığını terk etmeli. Tüketicinin talebi belirlediği konut satışlarında, her yapılan satılmıyor artık.

Benim de sürekli gündeme getirdiğim son bir kaç yıldır altını çizdiğim konular konuşulmaya başlandı. Tüketici cephesinde yaptığım çalışmalar da gösterdi ki ülkenin bu kadar lüks konuta ihtiyacı yok. Karşıma çıkan insanların, yıllardır “Bu paralara bu evleri biz nasıl alacağız?” ya da “Kim alıyor, biz alamıyoruz.” sorularını yanıtlamaya çalıştım. Cebinizdeki para geliriniz belli.

Bunun üzerinde borçlanmak mümkün değil. Yani, lüks konut doygunluğa çoktan ulaşmıştı zaten ama üretilmeye devam etti. Son yıllarda yapılan konut projelerinin büyük kısmı lüks sınıfındaydı. Satışların durgun olduğu projelerde genel olarak lüks konutlar. Bu noktada arz fazlası olduğu aşikâr. Ancak orta ve alt gelir grubunun konut ihtiyacı devam ediyor. Bugün 200-500 bin aralığında yapılan konutlar halen satılıyor. Beyaz yakalılara ve yatırımcılara yönelik konut üretiminde doyum noktasındayız. Bundan sonra buna dikkat etmek gerekiyor. Konut ihtiyacı büyük ama dar ve orta gelir için üretim yapmalıyız. Biliyorum şimdi bu yazımı okuyan inşaatçılar “Maliyetler yüksek nasıl olacak bu iş” diyordur. Onu da siz bulun, olmuyorsa daha fazla lüks konut üreterek piyasayı da kendinizi de zora sokmayın…