Ortağı eski CIA başkanı ile birlikte Suriye’nin Golan Tepeleri’nde petrol arayan İslam düşmanı Rupert Murdoch’un televizyon kanalı FOX TV, 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarının açıklandığı gece reyting rekorları kırdı! Port-akal ve kankasının sevinçten ağzını bir türlü toparlayamadığı o geceki “FOX Seçim 2019” programı benim diyen birçok diziyi de solladı. TNS panelinde ölçümlenen tüm kanallar arasında haber kategorisinde, Total 5+, AB ve ABC1 20+ hedef kitlelerinde rekor kırdı. Her malın mutlaka alıcısı çıkıyor! Eyvallah lakin bu durumun bizim mahallenin sosyologları tarafından objektif şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yahudi lobisinin Siyonist projesi olan Murdoch’un televizyonunu o gece birinci yapan şey acaba neydi? Tarafgirliğin hakikati boğması mı? Yoksa esas oğlan İmamoğlu rüzgârını arkalarına alan kankaların o sevindirik performansı mı? Ya da ekranlarda sık sık Erdoğancı pozu veren bizim mahallenin(!) uşaklarının hiç bitmeyen metal yorgunluğumu? Bilemedim şimdi. Bazen koşamıyor olmaktan yorulurmuş ya insan! Yorulduk vesselam…
Kıymetli dostlar, günümüz dünyasında ben de varım diyen hiçbir ülkenin, iktidarın, şirket kişi ya da kurumların artık medyayı ihmal etme lüksü yoktur. Hele hele bir iletişim aracı olarak geleneksel medyanın tahtını hızla devir alan “yeni medya’yı’’ hiç yoktur! Yeni medya, geleneksel medyayı da içine alan, dönüşüme uğratan, teknolojiye ayak uyduran yeni akım medyadır. Yeni akım medyada sosyal ağlarda aktif olan kullanıcılar siyasal mesajların yayılmasında aktif rol alırlar iken kamuoyu gündemini de direkt etkilemektedirler. Özellikle gençler arasında hızla yayılan yeni akım medyanın geleneksel medyanın aksine etkileşimli iletişime, bireylerin örgütlenmesine ve düşüncelerini paylaşmasına önemli imkânlar sağlaması, bu iletişim aracına olan sempatiyi arttırmıştır.
Yıllardan beri başta ABD olmak üzere birçok gelişmiş ülkede dört büyük erkten bahsedilir. Yasama-Yürütme-Yargı ve Medya. Ve artık kabul etmek gerekir ki küreselleşme sürecinin çok yönlü siyasal, ekonomik ve hukuksal alanlardaki paradigmaları, medya sektörünün de hâkim paradigmaları haline gelmiştir. Devletlerden daha güçlü hale gelen sınırlı sayıdaki çok uluslu medya şirketleri, dünyayı belli politik ve çıkar alanlarına ayırarak yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin hale getirmektedirler. Güç sarhoşu haline gelen bu örgütler, demokrasi, özgürlük ve refahın götürülmesi iddiasıyla az gelişmiş ülkelerin ekonomileri üzerinde kontrol sahibi olmaktadırlar.
Türkiye’de 17 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin etkin bir medyasının olmadığını ve yeni akım medya konusunda da sağlam bir desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin tartışmasız birinci partisi olan AK Parti, yıllardır sırtında taşıdığı hantal yapıdan ve geleneksel medya kamburundan artık kurtulmalıdır. Yıllardan beri partinin gücünden istifade ederek “…mış gibi” yapanlardan, bu mühim işi elinin ucuyla tutanlardan ve her dönemin yalaka insanlarından artık hızla kurtulmalıdır. AK Parti medya içerisindeki dostlarını liyakat sahibi iyi kimselerle çoğaltmalıdır. Göz göre göre kendi kalemize gol atmanın artık gereği yoktur! Küskün ve dargın olanların gönlü alınmalı, bizden gibi görünenler lakin hiçbir zaman bizden olmayanlar hızla ayıklamalıdır. Dost ve düşmanı bilmek, büyük bir fazilettir. Çünkü iyi bir dost, hayırsız bin dosttan iyidir. Tabi dostları çoğaltacağım derken, diğer taraftan da düşman kazanılmamalıdır. Merhum Necip Fazıl’ın “Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen, hem yolunu hem de dostunu kaybedersin’’ uyarısı bu anlamda çok mühimdir.
Emevi Devleti’nin yıkılıp Abbasi Devleti’nin kurulmasında önemli rolü olan asi komutan Ebu Müslim Horasani’ye Emevi Devleti’nin yıkılmasının sebebi sorulduğunda şu cevabı verdi: “Onlar zararlarından emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.’’ Beni terk etmez diye dostlarınızı ihmal edip onları ötelemeyin. Unutmayın! Ötelenen zamanla öteki olur…
Selametle…