Olayların birbiri ile olan ilintileri önümüzdeki süreçte daha da açığa çıkacaktır. Lakin bölgeye çok sayıda askeri geminin sevk edilmesi uçak gemilerinin gelmesi Akdeniz hav
Ortadoğu’da İsrail’in güvenliği önemli Mitler’den biridir. Suriye, Mısır, Lübnan ve Türkiye’de “İstikrar olması” durumunda İsrail’in zor duruma düşeceğinden kimsenin kuşkusu yok. İsrail’in güvenliğinin bölgedeki rejimler açısından en önemli yaptırımlarından biri olduğu da bir sır değil.
On yıllar boyunca, Arap devletleri kendi çıkarlarını feda etmeyi gerektirse bile İsrail’in güvenliğini her şekilde ve bir yoldan koruma sözü verdiler. Vermeyenler de Suudi Kralı Faysal gibi bir şekilde devre dışı bırakıldılar.
Avrupa ve Amerika, İsrail’in güvenliğini kendi güvenliklerinden önde tutma politikasıyla hareket ederken, bölgede bu iki yapının haberi olmadan kuş uçması dahi olası değildir. Hele ki Suriye gibi yıllarca İsrail’in koruma kalkanı olmuş bir ülkenin iç karışıklıklarla boğuşması temelinde farklı planların olduğu anlaşılmalıydı.
ABD ve Avrupa’nın yanı sıra Rusya da bu ideal çerçevesinde güvenlik politikaları koymuşlardır. Suriye’nin İsrail ile sınır komşusu olduğu alanda hiç olay yaşanmazken, iç kesimler adeta yerle bir olmuştur.
1958 yılında Birleşik Arap Devleti kurulunca ilk hedef olarak İsrail düşünülmüş, buna karşılık kurulan Mısır, Suriye ve Yemen ortaklı devletin askeri yapısı dış müdahalelerle ciddi oranda zayıflatılmış, yapı 1960’ta Suriye’nin çekilmesiyle sona erdirilmişti. İsrail her zaman ki gibi rahat bir nefes almıştı. 1967 de Ürdün, Mısır ve Suriye’yi yenmiş olan İsrail’e âşık olmuş ABD ve Avrupa, aynı aşkı en doruk seviyesinde yaşamaya devam ediyor. Onlar için varsa yoksa İsrail ve İsrail’in güvenliği. Ama bu politikalar Ortadoğu’da suların durulmasını sağlamayacak.
Suriye iç savaşı sürecinde İsrail’in onayı ve bilgisi olmadan tek bir merminin bile Suriye’ye girme şansı yokken bu savaşın bunca uzun süre devam edebilmesinin de İsrail doğusunda zayıflamış bir güce ihtiyaç duyuyor tezini ortaya koymasından başka izahı kalmamıştı. İran’ın bölgeye gelmesi ve İsrail’in Golan tepelerini ilhak ilanı ve ABD’nin bunun kabul edeceğini bildirmesinin detaylı incelenmesi gerekiyor.
Olayların birbiri ile olan ilintileri önümüzdeki süreçte daha da açığa çıkacaktır. Lakin bölgeye çok sayıda askeri geminin sevk edilmesi uçak gemilerinin gelmesi Akdeniz havzasının daha da ısınacağını gösteriyor. Süreç ilginç, lakin süreç içerisinde dikkatli adımlar atmak zor olsa da temkinli davranılarak yürünmesi gerekiyor.
Bu yaz çok şeye gebe gibi görünüyor. Hazirandan itibaren hareketliliğin nedeni daha iyi anlaşılacaktır. Teyakkuzda olmakta fayda var.