Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bir milyonun üzerinde eğitim çalışanı eğitim öğretim hizmeti vermektedir. Son yıllarda sözleşmeli öğretmenlik formülü uygulanmakta ve öğretmenler ilk atandıkları yerde 3 yıl zorunlu olarak çalışmaktadır. Üç yılını dolduran eğitimciler bir yıl da kadroyu aldıktan sonra zorunlu olarak çalışmaktadır. Sonrasında tayin isteyebilmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz günlerde il dışı isteğe bağlı yer değiştirme takvimini işletmeye başladı. Bu takvime göre 06-10 Ağustos tarihleri arasında il dışı yer değiştirme talepleri alınacak, takvim işliyor. Buraya kadar her şey normal, fakat isteğe bağlı il dışı yer değiştirme heyecanı yaşayan öğretmenler MEBBİS’ TEN il ve okul tercihleri yapmak istediklerinde beklemedikleri bir durumla karşılaştılar. Öğretmenler gitmek istedikleri illerde branşlarıyla ilgili ya hiçbir okulun açık gösterilmediği ya da şehrin en ücra noktalarında çok az sayıda okulun boş gösterildiği gerçeği ile karşılaştılar.
Bu durum karşısında eğitimciler sosyal medya platformlarında kırgınlıklarını ve eleştirilerini dile getirdiler. Eleştiriler şu şekilde sıralanabilir.
“Son yıllarda MEB yer değiştirme planlamalarını, tamamen eşi çalışan eğitim çalışanlarını merkeze alarak yapmaktadır. İsteğe bağlı yer değiştirme ilanlarında açık gösterilmeyen yüzlerce okul özür grubu yer değiştirmelerinde açık olarak ilan edilmektedir.”
“Bekar öğretmenler üvey evlat mı? Tüm atama ve yer değiştirmelerde eşi çalışmayan ve bekar olan öğretmenler mağdur ediliyor. 50-60 Puanlı öğretmenler istedikleri illere ya da il içinde istedikleri okullara rahatça geçerken 400-500 puanlı eşi çalışmayan öğretmenler yerlerinde çakılı kadro olarak çile doldurmaktadır.”
“Kağıt üzerinde evlilik mi yapalım ya da çalışmayan eşlerimizi başkalarının üzerinde sigortalı mı gösterelim, sistem bizleri yalana ve hileye zorlamamalı.”
“Milli Eğitim Bakanlığı, çalışanları arasında adaleti tesis etmeli, yardım eşi çalışana, izin hakkı eşi çalışana, çocukk bakım ücreti eşi çalışana veriliyor, tek maaşla evlerini geçindirmeye çalışan eğitimciler dezavantajlı durumda, bu konuya el atılmalı.”
……………….
Esasında bu ve buna benzer serzenişler yer değiştirme süreçlerinin tamamında yaşanmaktadır. Bir okul müdürünün ifadesi şu şekildedir. Özür durumundan tayin isteyecek bir öğretmen okul müdürünü telefonla arıyor, okuluyla ilgili bazı sorular soruyor ve “ Ben 6 aylığına geliyorum, altı ay sonra tayin isteyip şehir merkezine ya da falanca okula geçeceğim.” Şeklinde okul müdürüne talimatı ! Veriyor.
İsteğe bağlı il dışı yer değiştirme sürecinde açık gösterilmeyen fakat özür gurubu il dışı tayin sürecinde açık gösterilen okula çok düşük puanlı bir öğretmen tayin ediliyor. Öğretmenimiz şubat ayı özür grubu atamasıyla şehir merkezine bir okula tayin oluyor. Aynı öğretmenimiz okulu beğenmiyorsa yıllarca yer değiştirme sırasını bekleyen ve kendisine bir türlü açılmayan fakat özür grubu için açılan başka bir okula tayin istiyor. Özrü olan yani eşi çalışan öğretmenimiz bir yılda çok düşük puana sahip olmasına rağmen üç okul değişiyor ve yıllarını farklı illerde ve merkeze uzak okullarda geçiren öğretmenimiz kendisine merkezden ya da istediği okuldan kadro açılmasını bekliyor. Umut fakirin ekmeği misali.
Burada aile bütünlüğü elbette çok önemli fakat bekar olan ya da eşi çalışmayan öğretmenlerin de kendi illerinde çalışma haklarına, çocuklarını merkezde okutma hakkına, merkezlerdeki imkanlardan yararlanma hakkına saygı duyulmalı. Eşi çalışmak haksız kazanca, bekar ya da eşi çalışmıyor olmak üvey evlat muamelesi görmeye dönüşmemeli.