Bir okuyucum mesaj atmış; “CHP’yi sert eleştiriyorsun. İktidara gelirlerse seni içeri atarlar” diyor. Ben de “CHP’nin iktidara gelme ihtimali olmadığı için gayet rahatım” dedim.

Sadece iki yazımdan böyle bir çıkarım beni ürkütmedi de değil. Kalemimin ucu sivri, klavyemin tuşları sert olabilir ama ben yufka yürekli bir adamım. Benim yazılarımdaki sert (?) ifadeler karşı tarafın sertlik ve hoşgörüsüzlüğüyle paraleldir. Bu devlete bir adım gelene ben tüm yazılarımı, tüm kelimelerimi hediye ederim…

Gelelim CHP’nin 27 yıl ülkeyi tek başına yönettiği yıllara. Hep eleştirecek değiliz ya. İşte çeyrek asrın mega projeleri…

CHP 9 Eylül 1923’de kurulup, 11 Eylül 1923’de de genel başkanlığa Mustafa Kemal’i seçiyor. Mustafa Kemal’i genel başkan seçmek için neden 2 gün beklediklerini de anlamış değilim. Neyse…

İşte CHP’nin muhteşem icraatları, halkın yaşam tarzına müdahalelerinden derlediğim bir özet.

İstanbul gitmiş, Ankara başkent olmuş; Osmanlı Devleti de; Türkiye Cumhuriyeti yapılmış; İslam gitmiş, laiklik getirilmiş; Arap alfabesi gitmiş, Latin alfabesi gelmiş; Cuma tatil günü olmaktan çıkarılıp; pazar tatil günü ilan edilmiş; fes gitmiş, şapka gelmiş (fesi çıkarmayanların kellesi eline verilmiş); Ayasofya Camii gitmiş, müzesi ziyarete açılmış.

Hilafet kaldırılmış, Tevhidi Tedrisat kabul edilmiş, okullarda karma eğitime geçilmiş. Şimdi Kemal beye soruyorum, “bundan daha güzel yaşam tarzına müdahale var mı?”

Cumhurbaşkanlığı Orkestrası kurulmuş. Çankaya’nın uzun gecelerine çözüm için acil eylem planı çerçevesinde hayata gerilmiş bir CHP icraatı. Siz ne kadar beğenmeseniz de televizyon ve radyo yayınının olmadığı bir dönemde, bu orkestranın ne kadar önemli olduğunu anlamışsınızdır umarım.

Bugünlerde terör örgütlerinin propaganda merkezine dönüşen Cumhuriyet Gazetesi’nin kurucusu da CHP’dir. M. Kemal’in kurduğu, ismini verdiği bir gazeteye dahi sahip çıkamayan, gazeteyi “teröre destek politikasına” teslim eden CHP’nin Türkiye’nin geleceğine sahip çıkacağı beklentisi beyhudedir.

Şimdi yine CHP’ye haksızlık yaptığımı, partinin gerçek icraatlarını gizlediğimi düşünenler var. 27 yılda yapılan onlarca fabrikayı neden saymıyorsun diyenler de var. Araştırdım CHP döneminde iki şeker fabrikası kurulmuş. İkisi de özel sektör yatırımı. Ama CHP hükümeti, bu yatırımlara katkımız olsun diye; milleti kuyrukta bekletmiş ve bir kilo şeker almak için karne bastırma başarısı göstermiş.

Gelelim açlık ve sefaletin diz boyu olduğu ülkede, CHP’nin yaptırdığı fabrikalara. Paşabahçe Rakı ve İspirto Fabrikası, Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası, Diyarbakır Tekel Rakı Fabrikası, Ankara Bira Fabrikası, Tekirdağ Şarap Fabrikası, Elazığ Tekel Şarap Fabrikası…

Bu arada yabancı heykeltıraşlara milyonlarca lira verilip yapılan İnönü heykellerini de unutmayalım…

Tabii CHP’nin başka icraatları da var. İnkâr etmeyelim. Ama büyük çoğu toplumun dini yaşantısına, hayat tarzına, düşünce dünyasına müdahale edilmek üzere yapılan düzenleme ve uygulamalar. CHP, halkımızın yaşam tarzına müdahale edildiği yalanına sarılmayı bıraksın. Kendi geçmişi tamamen bu halkın yaşam tarzına müdahalelerle dolu. Keşke bu anlayış geçmişte kalmış olsa diyeceğim, ama bugün de dilinden düşürmediği söylem de “halkın yaşam tarzına müdahale” üzerine kurulmuştur.

Ülke ve millet olarak zor bir dönemden geçiyoruz. İşte tamda böyle bir zamanda; terör halkımıza, CHP hükümete saldırıyor, ülkeyi geriyor…

%52 oy almış Cumhurbaşkanını “Tanımıyorum”, “Anayasa değişikliği %98 oy alsa da kabul etmeyeceğiz” diyen CHP milletin yaşam tarzına müdahale etmemiş oluyor, teröristin biri CHP ile hiçbir ilgisi olmayan insanları öldürünce yaşam tarzına müdahale edilmiş oluyor, öyle mi?

CHP’nin yaptığı terörün ekmeğine yağ sürmek için fırsat kollamaktır. Bu da M. Kemal’in kurucusu olduğu partiye en büyük ihanettir. Statlarda “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atmakla olmaz. Sizi CHP’deki bu işgale müdahale etmeye çağırıyorum.

Kemal’in kurduğu Türkiye’yi yıkmak isteyen terör örgütlerinin savunduklarını savunan, onlara kol kanat geren, terörist cenazelerine katılan CHP’yi kurtarın bu zulümden…