Yöneticisi olduğumuz TÜBİTAK projesi çok sayıda bilimsel çıktısı (makale-bildiri-tez-patent…) vesilesi ile Proje Performans Ödülü (PPÖ) almıştı. Çalışmamızda organik kimyanın çok önemli bir molekül (Kinolin) grubu için kısa, basit, ticari önemi olan uygun üretim yolları açıldı.

İkinci olarak da bu moleküllerin bir kısmı yüksek biyolojik aktivite gösterdi (anti kanserojen ve anti bakteriyel özellikler…). Çalışmamızda rahim (HeLa), Beyin (C6), Kolon (HT29) Meme (MCF; MDA MB 231) vd. kanser türlerine etkileri ortaya çıkarıldı. Bunların yanında sağlıklı insan hücreleri (Vero ve 184 A1) üzerinde denenerek kıyaslama yapıldı.

Kısacası bu çalışmada, çok sayıda ilaç adayı etken moleküller hazırlanmış oldu.

Konu yerli ve mili ilaç üretimini ilgilendiriyor. İlaç üretimi için yeterli potansiyelimiz bulunuyor. Peki engel nedir?

Sebebi şu: “İlaç ruhsatlandırma kriterleri” denilen dünya sağlık sistemini tekelinde tutan “BIG FARMA” gibi ilaç devleri firmalar var. İzin vermiyorlar. Bunların kurduğu sistemlerle mücadele etmeniz, tekeli kırmanız gerekiyor.

Molekülerin ilaç etken maddesi halinde kullanılabilmesi için bundan sonraki safhada hangi testlerin yapılması icap eder?

(I) Keşif ve araştırma, Hücre denemeleri ile aday etken molekülleri belirleme, (II) Preklinik çalışmalar, (III) Klinik çalışmalar, (IV) Tedavi onayı.

Bilim adamları ilaç adayı aktif molekülleri belirliyorlar. Bizim yaptığımı çalışmalar buna örnek… Sonraki safhalara geçmede hangi engeller var? Ülkemiz neden kendi yerli ve milli ilacını hazırlayamıyor?

Bana göre doğru cevabı kimse vermek istemiyor. Ya da veremiyor. İlaç konusu stratejik bir konu. Biyolojik silahlar ve bunlara karşı koyma aynı zamanda bir savunma konusu…

Nedir engeller?

Sonraki süreçte ekonomik desteğe ihtiyaç duyulur. Ne yazık ki Türkiye’de bu konuda ilaç firmalarının desteği yok görülmüyor. Çünkü firmalar dışarıdan almayı daha kolay ve uygun görüyorlar.

Sadece bu mu engel?

Hayır!

“İlaç ruhsatlandırma kriterleri” denilen dünya sağlık sitemini tekelinde tutan “BIG FARMA” denilen büyük ilaç devleri var. Bunlar ilaç üretimini kendi tekellerine almışlar. Bunların kurduğu sistemlere karşı büyük mücadele lazım.

Ülkemizin gücü, ilim ve teknolojisi var. Olmayan şey ise bu sistemlere karşı mücadele. Bu yüzden ruhsatlandıramıyor ve ilaç üretemiyorsun.

En fazla siz onların pazarlama ayağı, paketlemecisi oluyorsunuz. Yani onlara hizmet edebilirsiniz.

Ülkemizde durum bu.

Ne yapmak lazım peki?

Sayın Erdoğan dünyanın 5’ten büyük olduğunun yüksek sesle ifade etmişti. İlaç üretimini elinde tutan tekeller karşı benzer cesur seslere ihtiyaç var.

Bu kördüğümü çözmek için ne yapmamız lazım?

Cesur ve radikal bir karar verebilirsiniz. Kanun ve kuralları İran, Rusya, Çin, Hindistan nasıl kırmışsa, nasıl kendi kanunlarını yazmış ve başkasının oyununa malzeme olmaktan kurtulmuşsa biz de bu yolu deneyecek ve kıskaçtan kurtulabiliriz.

En basit yolu Hindistan bulmuş. Bu alanda patent yasalarını dinlemiyor. Ülkesine ait yüzlerce yıllık tıbbi formüllerini bunlar geleneksel Hint tıpı formülüdür modern bilimin yöntemlerinin ürünü değildir’ diyerek kendi mührünü vurmuş. Dünyanın üçte birinde de bunu doktorlar reçete ediyor halk da kullanıyor.

Biz de kendi başımızın çaresine bakmamız lazım. Ayrıca geleneksel tıbbı diriltmeliyiz. Çözüm; geleneksel tıbbı doktorların reçete edecek şekilde genişletmesini sağlamak ve kullanışlı hale getirmek.