Bu hafta Merkez Bankaları'nın faiz kararı haftasıydı.
İsviçre Merkez Bankası politika faizini 25 baz puan düşürdü.
Japonya Merkez Bankası 17 yıl sonra ilk kez faiz artırdı.
Japonya Merkez Bankası (BoJ) 2007'den bu yana ilk kez faiz oranını artırmasıyla küresel resesyon ve borç krizinin ardından devreye sokulan negatif faiz politikasını terk eden son merkez bankası oldu.
Amerika Merkez Bankası faizi yine sabit tuttu.
Fed başkanı Jerome Powell, faizi indirmek için daha iyi verilere ihtiyacı oldukları vurguladı.
ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini beklentiler dahilinde değiştirmeyerek 23 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tuttu.
İngiltere Merkez Bankası (BoE), politika faizini beklentilere paralel şekilde yüzde 5,25'te sabit tuttu
Bizim Merkez Bankası ise, politika faiz kararını seçim öncesi sürpriz bir şekilde artırdı.
Peki, neden?
Seçim öncesi dolar kuru 32,42’lerle rekor seviyelere ulaştı. Enflasyon yüzde 68’lere dayandı.
Yeni başkan Fatih Karahan, basın toplantısında bir sıkılaştırma adımı olmayacağını fakat yine de enflasyon ve kura bakılarak faiz artırımlarına gidilebileceğini söylemişti.
Dediği gibi de yaptı. Mart ayında piyasanın beklentileri üzerinde faizi yüzde 45’den yüzde 50’ye çıkarıldı.
Anketler genel olarak faizlerin sabit bırakılacağını söylese de toplantı öncesinde özellikle yabancı kaynaklarda faizlerin 500 baz puana varan oranda artırılabileceği ifade ediliyordu. Buna gerekçe olarak ise Türkiye’de enflasyon dinamiklerinde meydana gelen bozulma gösterilmekteydi.
Bununla birlikte faizlerin yüksek kalması ve ek önlemlerle sıkı para politikasının devam edeceğine yönelik genel kanı devam ediyor. Yeni zorunlu karşılık adımları gibi tedbirlerin, mevduat faizlerini yükseltici etkisi dikkatle izleniyor. Böylelikle risksiz getirinin artmaya devam etmesi ise BIST için bir baskı unsuru olarak kalmayı sürdürüyor.
Geçen ay Fatih Karahan başkanlığında ilk kez toplanan PPK, 8 aylık faiz artışı sürecini sona erdirmişti. Mart ayı itibarıyla faiz oranı bir kez daha artmış oldu.