29/12/2018 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un bir gazeteye vermiş olduğu “Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul” röportajına dayanarak yapmış olduğum birkaç araştırmayı sizinle paylaşmak istiyorum. Kısa adı “Etcep” olan bu proje aslında 2014-2016 arasında uygulanıp bitmişti. Lakin Sayın Selçuk’un geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu açıklamaya baktığımızda pek de bitmiş olduğu söylenemez. Bu küllenmiş projenin tekrardan alevlenmemesi adına bir şeyler yapılması gerektiğini düşündüm ve bu yazıyı kaleme aldım.

Tüm araştırmalarımın ortak sonucu olarak “Etcep” bir toplum mühendisliği projesidir. Kendi öz manevi sermayemizin (Neslimizin) yine kendi öz maddi sermayemiz kullanılarak Batı’nın tabiri caizse denekleri olma projesi. Bu projenin iki ana maddesi var ki aslında projenin ne olduğunu ortaya koymaktadır. Bunlar; “Cinsiyet (transgender de dahil olmak üzere) / Cinsel Yönelim”. AB’nin fonladığı bu proje erkek ve kızlar arasındaki farkların eşitlenmesi adı altında farkına varılmadan nesli ifsat projesidir. Birkaç örnekle açıklayacak olursam: Proje kapsamında ilkokulları verilen eğitim sonrası çocukların ellerine tutuşturulan pankartlardan birkaç tanesi şu şekildedir; Kız öğrencinin elindeki pankartta “Erkekler de ağlar” ifadesi yer alırken erkek öğrencinin elindeki pankartta “Kız gibi ağlarım” şeklinde ifadeler yer almaktadır. Bununla da yetinmeyip kız çocuklara bıyık takılarak erkeklerden bir farklarının olmadığı vurgulanmadır. Çocukların bu söylemlerle büyüdüğünü biran için olsun düşünün! Bunlar eşitlik değil eziyettir. Bu şekilde küçük beyinler kendini imha etme süreci içerisine girecektir.

Bunların yanında projenin konsorsiyum ortaklarına bakıldığında başı İngiltere’nin British Council’i çekmekte. Biz British Council’i “Fırsat Eşitliği ve Çeşitlilik” adı altında neslin sadece kız ve erkek olarak kalmasının yetmeyeceğini bunun yanında sapkın görüş olan LGBT’li neslinde olmasına vermiş olduğu destekten tanırız.

Tüm bunlardan hareketle özellikle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlıklarının son günlerdeki aile ve gençlik üzerine hazırlamış oldukları projelere daha ehemmiyet gösterilmelidir. Bunu şu sebepten ötürü söylüyorum. Konda Araştırma Şirketi’nin 10 yıllık toplumsal değişim raporuna göre ateistlik %1’den %3’e çıkarken, dindarlık oranı %55’ten %51’e gerilemiş. Modernizmle birlikte insanın anlamdan arındırılması ve sekülerleşmesi ve üstüne bakanlıkların çeşitli proje uygulamaları (aile, gençlik, din) Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın dindar nesil yetiştirme söylemine darbe vurmaktadır. Öyle umuyorum ki yapılan bu yanlışlıklardan bir an önce dönülür ve istikamet üzere nesiller yetiştirilmeye devam edilir.