Sinemamızın sorunları anlatmakla bitmez. Anlatarak da bitmez. Özetle; bitmez…
Fekat biz yine de anlatmaya devam edeceğiz. Etmeliyiz. Etmeli. Etmeliler. Ediyorlar. Edenler var.
Malatya Uluslararası Film Festivali, geçtiğimiz yıl olduğu gibi ‘Festivale Doğru’ başlığı altında sempozyum düzenledi. 2017’de “Yerel Kodlar” idi konu. Bu yıl ise “Türk sinema ve televizyonunda aile”…
Çok önemli bir konu…
Neden aile? Kritik soru bu…
Çünkü aile bizi ayakta tutan dayanak… Aileyi ayakta tutan da biz olmalıyız. Öyle mi?
Peki, bu formülde televizyon ve sinema nerede duruyor?
Tam da bizim yerimizde duruyor.
Yani sinema ve televizyon ne derse o oluyor esasında. Zira ebeveynin yerini almaya başladı bütün bu araçlar. Bilgi akışından pedagojiye kadar her aşama için gerekeni yapıyor, bu yeni araçlar. Yeni dediysek elbette 100 yıllık tarihi yok saymıyoruz. Ama son dönemde yeni medyanın da etkisiyle artık televizyon ve sinema ürünleri çocuklar, gençler, orta yaşlılar ve hatta ihtiyarlar için yepyeni bir öğretmen halini aldı.
İşte bu manzara Malatya Uluslararası Film Festivali kapsamında düzenlenen sempozyum ile ele alındı.
Malatya’da 2 gün devam eden sempozyum 5 oturumdan oluştu. Yeşilçam’dan Bollywood’da, İran’dan Yunanistan’a, televizyondan yeni medyada kadar çok çeşitli başlıklarda konu ele alındı.
Alanına uzman isimler, akademisyenler, oyuncular, yönetmenler ve sinema yazarları kendi zaviyelerinden konuyu ele aldı. Birbirinden kıymetli yorumlar yapıldı.
Sempozyum sunumları kitaplaştırılacak ve önümüzdeki yıl festival misafirlerine hediye edilecek. Bu yıl sempozyumu düzenlemek için yoğun bir süreci geride bırakan Yeşim Tonbaz Güler’i tebrik etmek isterim. Sorunsuz, yoğun ve verimli bir süreç oldu.
Böyle bir şey yapmasa kimse ‘neden yapmadın’ demeyeceği halde bu yükü göğüsleyen ve Malatya ile beraber bölgenin sanat ve sinema ruhunu etkileyecek adımlar atmaya devam eden Malatya Uluslararası Film Festivali Direktörü Suat Köçer’i de tebrik ederim.
Anadolu’nun önemli kültür ve medeniyet merkezlerinden biri olan Malatya’nın potansiyelini en iyi gösterebileceği alanlardan biri sinema festivali olsa gerek. Zira diğer kültürel etkinlikler artık Anadolu’nun dört bir yanında düzenleniyor. Hayata geçirmesi daha kolay ve riski az…
Oysa sinema öyle değil… Hele hele bütünlüklü, beynelmilel olduğu kadar yerel, yerli ve bu toprağın dokusunu temsil eden bir yaklaşımla uluslararası bir film festivali düzenlemek zor iş.
Bu zor meseleye omuz veren, yüksünmeyen, ısrarla devam ettiren Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Malatya Valiliği ile destekçi bütün kuruluşlar da takdiri hak ediyor.
Gönül istiyor ki Malatya Uluslararası Film Festivali’nin 18’incisinde de istikamet üzere sempozyum, festival, atölyeler ile yakın coğrafyamızın da sinema merkezi haline gelmiş bir gelenekten bahsedelim.
Bunun için yapılması gereken tek şey istikametten şaşmamak. Israr etmek. Sabretmek. Azmetmek. Çalışmaya devam etmek.
Yerelden ulusala, ulusaldan evrensele ve evrenselden yerele uzanan dairenin her aşamasında emeği geçen için duacıyız.
Bu toprağın, insanımın, memleketimin hayrına her adımın destekçisi ve duacısı olmak boynumun borcu…