Mısır’da askeri cunta tarafında oluşturulan 27 Mayıs Mahkemesi, İhvan üyelerine ve seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye idam cezası verdi. Söz konusu karar sonrası bile çok yerden tepkiler gelmeye başladı, bunu kabul etmeyeceklerini ifade ettiler. Üzülerek belirteyim ki, bütün bu yükselen seslerin hepsi Türkiye dışında hikaye.
Mısır’da ne olup bittiğine bakmak için aslında Mısır ordusunu ve temsil ettiği geleneği iyi bilmek gerekiyor.
Mısır’da ordu ülkedeki toprakların yüzde 87’sini defacto kontrol ediyor ve yürürlüğe girecek büyük projelerin son karar mercii de ulusal güvenlik açısından ordu.
Mısır’da ordu aynı zamanda GSYH’nın da yüzde 25 ile yüzde 40 arasını kontrol ediyor. Bu rakam yıllık olarak 125 milyar dolar civarında. Ordu şirketlerinin rekabet gücü, vergilerden muaf olmasından, devlet teşviklerinden kolayca yararlanması ve askerleri ucuz iş gücü olarak kullanabilmesinden kaynaklanıyor. Bu nedenle Mısır’da ordu, makarnadan mobilyaya, televizyon imalatından petrol işletmeciliğine ve alt yapı projelerine kadar bütün branşlarda şirket kurmuş ve çalıştırıyor. Batı ve Körfez’i yönetenler de biliyorlar ki, Mısır’da ordu sadece ordu değidir, bu nedenle Körfez ülkeleri ve Batı, askeri idareyi desteklemek amacıyla ordu şirketleriyle çalışıyor. Türkiye’de 28 Şubat sürecinde sermayeyi ayıranlar, yeşil üzerinden etiketleyenler nasıl ki kendilerine yapılan bağışları renk olarak ayırmadılarsa, Batı için de Mısır’da sermayenin zalimi, diktatörü olmuyor.
Mısır’da mesele, İhvan hakkında verilen idamların çok ötesinde bir meseledir. Mısır’da, Cezayir ve Gazze’de olduğu gibi, Batı medeniyeti hakkında aslında idam kararı verildi. Yıllarca dindarları sandıktan uzak tutan Batı, kendi helvası olan demokrasiye de inanmadığını Mısır’da olup bitenlerle çok yerinde gösterdi. Normalde serbest seçimlerle gelen halk iradesine karşı en güçlü sesi çıkarması gereken Batı, ne yazık ki mesele kendi isteğinin dışında bir şeyse buna ses çıkarmıyor ve yapmıyor.
Mısır ve Türkiye gibi ülkelerde geçmişte orduyu halkına karşı dizayn eden güçler, Mısır’da yaşananlar üzerindeki tavırlarıyla da çok şaşırtmadılar, ama hepimizin bilmesi gereken şu ki, bu uzun süre devam edemeyecektir.
Türkiye’de Mursi’nin idamını çok oy almaya bağlayıp Erdoğan’a yüzde 52 oy üzerinden verilen mesaj yeni değildir. Bu mesajı biz daha önce Cezayir’de, Gazze’de, Tunus’ta da görmüştük. Türkiye’de bu mesaj üzerinden sallanan Başbakanımızı hala unutmadık. “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” demenize gerek yok; çünkü siz lep demeden biz leblebiyi anlayacak kadar akıllıyız, ama aynı zamanda da kararlıyız.
Batı, Mısır’da ordunun ürettiği bezlerle kendi demokrasisinin altını bile bağlayamayacağını görmesine görüyor; ama tarih boyunca yaptığı kalpazanlığı yapmaya devam ediyor…
Mısır atasözünde denildiği gibi: “Kaplumbağa kendi kabuğunda sultandır” ve “Zaman koşmaktan asla yorulmaz.”