Bölgede yaptığım temaslarda ziyaret ettiğim bazı valiler ısrarla askerlerin kendilerine, “Vermediğiniz operasyon izinlerini arşivliyoruz ve bunu Genelkurmay’a bildiriyoruz” demişlerdi. Bu yaklaşımdan oldukça rahatsız olan valiler, bunun hükümetin bir politikası olduğunu ve “Çözüm sürecinde” provokasyon yaşanmaması için azami özen gösterdiklerini ifade etmişlerdi.Ağrı’da yaşanan olaydan sonra Genelkurmay’ın yaptığı açıklamada operasyonun valinin talimatıyla gerçekleştirildiği belirtildi.
Valilik talimatı neden ısrarla öne çıkarıyor? Bu nedenle operasyonlar için valilik olurunun neden istendiğine bakalım.
Söz konusu karar Milli Güvenlik Kurulu tarafından alınmıştı. Kararda; “Sınıra yakın bölgede ya da sınırdan sızmaya çalışan terörist gruba müdahalede askeri birimin her defasında Ankara’dan onay istemesi zaman ve koşullar açısından sıkıntı doğuruyordu. Sorunun aşılabilmesi için 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nda yer alan, sınır ötesi operasyonlarda, ‘her defasında Genelkurmay Başkanı kanalı ile hükümetin müsaadesi tahtında ihtiyaca göre’ hareket edileceğine ilişkin hükümde düzenleme yapılacak. Valiler, sıcak takip boyutundaki küçük kapsamlı sınır ötesine doğrudan izin verebilecek.”
Bölgede yaptığım ziyaretlerden sonra valilerin ifade ettiği bu durumu bir gazetede farklı bir açıdan haber olarak gördüğümde oldukça şaşırmıştım.
27 Ocak 2015 tarihinde Zaman Gazetesi’nde Emre Soncan imzalı, “2. ve 3. Ordu, terör mevzuatını konuştu” başlıklı haberde şu ifadeler yer alıyordu: “Hükümet talimatıyla valilerin PKK’ya operasyon yapılmasına izin verilmediği süreçte, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) önemli bir toplantı gerçekleştirdi…TSK’nın internet sitesinden paylaşılan bilgiye göre, ilk toplantı 14-16 Ocak tarihleri arasında 2. Ordu Komutanlığı’nda (Malatya), diğeri ise 20-21 Ocak’ta 3. Ordu Komutanlığı’nda (Erzincan) yapıldı. Söz konusu toplantılarda, ‘Terörizmle Mücadele Harekâtı, Toplumsal Olay Görünümlü Terör Eylemleri ve Hudut Güvenliği’ konuları ile bu konuların hukuki mevzuatı incelendi. Ayrıca 2014 yılının genel değerlendirmesi yapıldı, bu yıla yönelik uygulama esasları görüşüldü. TSK’nın, terör örgütü mensuplarına operasyon yapılmamasıyla ilgili rahatsızlığı biliniyor. Genelkurmay’ın, valilerden operasyon için gelen ‘ret’ cevaplarını da arşivlediği kaydediliyor.”
İlginçtir bu haberde yer alan, “ret cevaplarının arşivlendiği” kısmı bugün Ağrı operasyonu sonrası ısrarla yine karşımıza çıkarılıyor.
Geçmişte 33 asker meselesi, Dağlıca ve Silvan Saldırısı, Bingöl’de yaşananlar, olaylarla bize sunulanın aynı olmadığı gerçeğini göstermişti. Bu bakımdan ortada bir saldırı var, dağda gezen PKK’lılar var ve güvenlik için tedbir alın diyen valilik var. Bu silahı kimin sıktığı bulunmalıdır. Burada hemen, “PKK, dağda geziyor, asker ne yapsın” sorusu akıllara gelebilir. Bende diyorum ki, “Biz bu faslı geçtik, şuana kadar durum böyleydi. Bu saatte hala hükümetin tavrı değişmediyse ki değişmedi, ne oldu” sorusunun cevaplandırılması gerekiyor.
Biz toptancılık yaparak meseleleri çözemeyiz, meseleleri doğru tahlil etmezsek provokasyonları kimin yaptığını da bulamayız. Türkiye seçim atmosferine girerken buna benzer bir çok olayın yaşanması muhtemel. Kim aşımıza ekmeğimize göz koyuyor, bilmek zorundayız…