Malumunuzdur, Türkiye İdlib operasyonuna hazırlanıyor. Amerika askerini çekecek mi, operasyon ne zaman başlayacak gibi sorular dönüp dolaşıyor etrafta. Amerika askerlerini çekecek, çekmek zorunda ama ola ki yeni bir plan devreye girdi ve çekmedi, yine de operasyon başlayacak.

Şu son on yıla baktığınızda aslında üçüncü dünya savaşı diyebileceğimiz bir savaşın içinde olduğumuzu çok net görürsünüz. Sadece Arap Baharı’nda bile ölen insan sayısı, ki hala ölümler devam ediyor, rakamla anlatılamayacak kadar fazla.

Dünyada ilk kez devletler, devlet olmayan bir güce karşı savaş veriyor: Küresel sermaye güçleri. Hem sahada askeri anlamda, hem ekonomik anlamda hem de yargı yoluyla; ulus devletler ile küresel güçler karşı karşıya. Başkan Erdoğan’ın, “Dünya 5’ten büyüktür” cümlesi dünyaya bir mesajdı. Kime karşı olduğunun mesajı!

Küresel güçlerin sahadaki kozu, kendi yarattıkları terör örgütleri. Trump, DAEŞ’i Obama kurdu derken, birilerine mesaj veriyor ve taraf göstererek güçleri ifşa ediyordu. Yine Trump, Suriye’den çekileceğiz açıklamasını yaptığında, çekilmeyeceğiz açıklamasını yapan Pentagon ile karşılıklı,“taraflar” dünyaya gösterilmiş oluyordu. CIA’nin Trump’a yaptığı operasyonlar, DAEŞ’i kuran Obama ile Pentagon’un yakınlığı ve son olarak Trump’ın ekonomik tehdit açıklamasının hemen akşamında Başkan Erdoğan ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin ardından ekonomiyi büyüteceğiz açıklaması…  Hep aynı bağlamda değerlendirilmelidir.

Daha bu yaz mevsiminde Rahip Brunson krizinde Amerika tarafından ekonomik saldırıyla karşı karşıya kalmıştık. O dönemde bize destek veren ülkeleri hatırlayın. Sonrasında gerçekleşen gelişmeleri sıralayın. Putin’in Türkiye ile ticari ilişkilerimizde yerli para birimi kullanacağız açıklamasını örneğin… Rusya-İran-Türkiye yakınlaşmasını.. Rusya ile ortaklaşa ürettiğimiz TürkAkım projesi… Putin’in daha yakın zamanda yaptığı “Doların hükmünü bitireceğiz” açıklaması… 2005 yılında aynı Rusya, Mısır ile ticaret anlaşması imzalamıştı ve anlaşmaya göre alışverişler dolar üzerinden yapılmayacaktı!

Ulus devletler; devletinin yanında değil de küresel sermayenin yanında yer alan güçleri tasfiye etmeye başlayarak; sadece askeri anlamda değil her anlamda mücadele veriyor. Soros’un ülkemizden mal varlığını çekmesi, devletimiz açısından ciddi bir operasyon ve başarıdır. Rockefeller ile yakın ahbap olan Aydın Doğan’ın medyasını satarak ülkeden gitmesini, muhalif bitirme gibi sığ bir bakış açısıyla yorumlayanlar bir kez daha düşünsün derim. Yetlsin döneminde küresel sermaye Sovyetler Birliği’ni kontrol altına almıştı. “180 milyar dolar civarında bir parayla tek kurşun atmadan Rusya’yı ele geçirdik” diyorlardı. Putin ilk iş oligarkları tasfiye etti Rusya’dan. Yani işgal sadece savaş ile asker olmaz. Fetö, Aydın Doğan, Soros yıllarca bu ülkenin kanını emdi.

Nasıl ki zamanında Emperyalizm, tehdit olarak dünyaya komünizmi saldı ve insanlar bu tehditle uğraşırken adım adım planlarını geliştirdi. Bugün de bir “öteki” olarak, “tehdit” olarak Kürtleri salıyorlar piyasaya. İsrail’in, Ortadoğu’daki Büyük İsrail projesi için Kürdistan’ı istediği herkesçe bilinen bir gerçek. Kürt bir düşman yaratılıyor. ABD’den gelen, Kürtlere saldırırlarsa… tehdidi boşuna gelmedi.

Velhasıl Türkiye nasıl ki içeride Fetö, Soros gibi küresel gücün uzantıları ile savaşıyor ve onları tasfiye ediyorsa, dışarıda da terör örgütlerini tasfiye edecek. Afrin’de, Münbiç’te nasıl YPG’nin kanadını kırdıysak, İdlib’de de kıracağız. Bir gün teröristler başını gökyüzüne kaldırdığında, tepelerine bombaların yağdığını görecekler. Sanmasınlar ki onca şehit sahipsiz. 2400 yıldır bu devlete, bu millete ihanet eden kimse sıcak yatağında ölmedi!