Türkiye bugünden itibaren yeni bir ivmeyle yoluna devam edecek; Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi her türlü manipülasyona rağmen daha da güçlenmiştir.

Bu nasip öyle gökten zembille inmedi elbette. Kendi geleceğini tehdit altında gören seçmen, tercihini istikrardan yana kullanmıştır. Türkiye’nin istikrara kavuşmasını istemeyenlerin, darbe de dâhil envaiçeşit hile ve desisesine maruz kalan bir süreçten bahsediyoruz netice itibariyle…

Bundan sonra temennimiz odur ki, çok daha güçlü bir iktidar ile çok daha hızlı bir ilerleme kaydederiz. Ama geçmişi de biraz hatırlamakta fayda var. Türkiye, uzun bir dönemden beri farklı terör örgütleri eliyle istikrarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Bu manada farklı gibi görülen örgütlerin, aslında ortak bir amaç etrafında hareket ederek, hatta koordineli bir şekilde saldırdıkları artık gün gibi aşikâr…

Bu terör yapıların hangi devletler tarafından ve ne şekilde desteklendikleri de artık gizlenemez noktadadır. İnkârı mümkün olmayan bu durumların itirafları da zaman zaman içimizi acıtan bir zeminde gerçekleşiyor…

İtiraflar, âdeta günah çıkarmak adına yapılanların çok küçük bir kısmına tekabül ediyor. PYD ile ilgili itiraflar hatta itirafa gerek bırakmayan gerçek görüntüler. Ortaya çıkan hendek ve tüneller, ABD’nin PYD’yi FETÖ ve DAEŞ ile entegre ederek Türkiye’ye karşı kullandığını gösteriyor.

Onlar söyleyemese de biz neyin ve kimin, neye ve kime karşı desteklendiğini artık gayet iyi biliyoruz. İçimizde kimlerin ne için beslendiğini de FETÖ ile çok sarsıcı bir gerçek olarak öğrendik. Oyunlar bir bir deşifre oldu/oluyor.

Gerçeklerin üzerini örtenler, bu saatten sonra sadece kendileriyle “körebe” oyunu oynayabilirler.

Millet her türlü yıpranmaya rağmen, duygusal anlamda yenilmediğini hatta bir liderin de duygularına yenilmediğinde neleri başarabildiğini net olarak göstermiş, bu süreçten de neredeyse bütün duygusal kayıplarını tamir ederek çıkmıştır.

Düzenli saldırılarla “uzatılmış savaş” stratejisi kullanarak milletin duygularını kırmaya ve onları önce zihinlerinde yenmeye çalışanlar şunu iyi bilmelidirler. Toplum, bu zeminde enjekte edilmek istenen negatif duygulara yenilmemiş ve hedefinden sapmamıştır. Liderini takip ederek zihinsel manipülasyonlara prim vermemiştir. Zihinleri kirletmeye çalışan algı operasyonlarını adeta sinyal dağıtıcı karşı hamlelerle bertaraf etmiştir.

Bizi fiziksel zeminde asla “alt” edemeyeceklerini bilenler, hiç kuşku yok ki duygusal zeminde yenmeye çalıştılar. Eğer duygusal zeminde yenilseydik bizi onlar değil, kendi kendimizi yenmiş olurduk…

“Duygusal yenilmezliğin” oldukça yüksek olduğu uzun soluklu mücadele de, her zaman en yukarıda olan ve kararlılığıyla dünyanın pek çok yerinde iltifat gören bir Cumhurbaşkanının liderliği de son derece önemliydi. Parçalamak isteyen bütün zihniyetlere karşı milletini etrafında birleştiren karizmatik bir liderlik, tüm planların çökertilmesinde de son derece önemliydi…

Kendisini teröre yaslayanların o şımarık hallerini bir kez daha görmek istemeyen seçmen çok net bir karar vermiştir… On yedi yıllık bir iktidarın hâlâ oyunu yükselterek ilerlemesi, almak isteyen herkese çok net bir mesajdır…

Artık Batı’yı ve onu temsil eden her türlü zihniyeti imrendirme zamanı…

Güçlü ve hızlı bu yeni yol ülkemizi ve bu ülkeyi kendine umut bellemişleri umutlarıyla buluştursun temennisiyle…