Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Mısır ekseni son günlerde Tunus’taki uzantılarıyla birlikte harekete geçti.
Hedeflerinde ise Tunus Parlamentosu Başkanı Raşid el-Gannuşi ile en-Nahda Hareketi var.
Söz konusu eksenin el-Gannuşi’ye saldırmasının sebebi Libya’daki adamı Hafter’in aldığı yenilgiler.
Libya’da kaybeden “şer ekseni” anında rotasını Tunus’a çevirdi.
Tunus’un başına Abdülfettah es-Sisi benzeri birini getirebilirlerse Libya’yı Mısır’la doğudan ve Tunus’la batıdan kuşatma altına almış olacaklar.
Daha sonra da Trablus üzerinde baskı kurmaya çalışacaklar.
Buazizi’yle Arap Baharı devrimlerinin kıvılcımını ateşleyen Tunus, gerçek anlamda demokrasiye geçmeyi ve devrimin kazanımlarını korumayı büyük ölçüde başardı.
Raşid el-Gannuşi liderliğindeki en-Nahda Hareketi’nin akıllı adımları da bu yumuşak geçişte rol oynadı.
Fakat Arap Baharı karşıtı ülkeler Tunus’u hiçbir zaman kendi haline bırakmayı düşünmedi ve el-Gannuşi’ye de daima mesafeli oldu.
BAE, Suudi Arabistan ve Mısır medyasıyla Tunus’taki işbirlikçileri el-Gannuşi’yi son günlerde “Türkiye’nin adamı” olmakla suçluyor ve en-Nahda Hareketi liderinin kısa sürede “fahiş zenginliğe” kavuştuğunu iddia ediyor.
Raşid el-Gannuşi’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilişkilerinin gayet iyi olduğu sır değil.
Her iki ülkenin çıkarlarına hizmet ettiği sürece bu tür bir ilişkiden ancak gurur duyulur.
Devrimin ardından kısa sürede zengin olduğu iddiası ise sadece “kuru iftira”.
Tunus Parlamentosu Başkanı, FETÖ’nün bir zamanlar Türkiye’de “ayakkabı kutularından para çıktı” ve “paralar kamyonlarla taşındı” diyerek yürüttüğü kirli propagandanın bir benzeriyle karşı karşıya.
Tunus’un bütçesi 16,5 milyar dolarken el-Gannuşi’nin mal varlığının 8 milyar dolara ulaştığı yalanı yayılıyor.
Arabi 21 sitesinin yayınladığı resmi belgelere göre, mal beyanında bulunma zorunluluğu olan el-Gannuşi’nin tüm mal varlığı yetmişli yıllarda satın aldığı arazi üzerine inşa ettirdiği bir ev, 2011 model KIA marka bir otomobil ve ez-Zeytune Bankası’ndaki hesabında bulunan 52 bin Tunus dinarından (yaklaşık 18 bin dolar) ibaret.
Hâlihazırda Tunus Parlamentosu Başkanı olarak aldığı maaştan başka bir geliri de yok.
Eline para geçtikçe on yılda ancak inşa ettirebildiği evinin ilginç bir hikâyesi var.
Zeynelabidin bin Ali’nin zulmü üzerine Tunus’tan kaçmak zorunda kalınca devrik rejimin adamlarından biri evine el koymuş ve 20 yıl o evde oturmuş.
Raşid el-Gannuşi, bin bir güçlükle inşa ettirdiği evini ancak devrimden sonra Tunus’a döndüğünde geri alabilmiş.
BAE, Suudi Arabistan ve Mısır medyasının el-Gannuşi’ye yönelttiği “kısa sürede aşırı zengin olma” iddiası tam anlamıyla “Dinime dahleden bari müselman olsa” halini yansıtıyor.
İddiayı duyan, en-Nahda Hareketi liderinin 450 milyon 350 bin dolara Leonardo da Vinci’nin Salvator Mundi adlı tablosunu satın aldığını, Paris’te sarayı ve Akdeniz’de lüks yatı olduğunu falan zannedecek.
Raşid el-Gannuşi, hakkında asılsız iddialarda bulunanlara karşı yargı yoluna başvururken, Arap Baharı karşıtı cephenin işbirlikçileri de Tunus Parlamentosu Başkanı’nı istifaya zorlamak ve parlamentoyu çalışamaz hale getirmek için çabalarını sürdürüyor.