Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş sonrasının “ilk yerel’’ seçimini geçtiğimiz pazar günü hep birlikte gerçekleştirmiş olduk.  İttifakların yoğun rekabetinin gözlendiği bu seçimin galibi genelde Cumhur İttifakı, özelde yine AK Parti oldu. Seçmen on beşinci kez yine AK Parti’yi Türkiye genelinde tartışmasız bir şekilde birinci parti yaptı. Cumhur İttifakı toplamda %51.64 oyla, 50 il ve 680 ilçe kazandı. Diğer bir anlamda da Türk milleti istikrardan yana oy kullanarak ve Cumhurun yanında durarak Başkanlık sistemini de onaylamış oldu. Küresel şer güçlerinin desteklediği CHP, İyi Parti, SP, HDPKK ve FETÖ’den oluşan Millet İttifakı da ıkına sıkıla ancak %37,57′ oy almış oldu.

Velhasıl dostlar bu sonuçlarla devlet-millet işbirliği içerisindeki Türk milleti, zillet ittifakına geçit vermemiş oldu. Elli günde yüz iki miting yapan Erdoğan’a bu millet hep bir ağızdan: “Senin liderliğinde yola kaldığımız yerden Allah’ın izni ile devam ediyoruz’’ dedi. Yine öte taraftan Milli güvenliğini ve ülkenin bekasını önemseyen her bilinçli seçmen, Türkiye’yi ve Erdoğan’ı dizleri üzerine çökertmek isteyen o kirli güruha karşı, “Erdoğansız bir Türkiye’yi bizler zinhar onaylamıyoruz!’’ dedi. Başta zillet ittifakını oluşturan partilerin liderleri olmak üzere, küresel güçler, Kandil ve Pensilvanya yine bu milletten şöyle okkalı bir Osmanlı şamarı yemiş oldular…

Evet, kıymetli dostlar, onca yıl iktidarda olmanın verdiği yıpranmaya ve yedi düvelin saldırılarına rağmen tartışmasız seçimin galibi Türkiye’nin hemen hemen her tarafında belediye başkanlığı kazanan AK Parti’dir. Bu sonucun alınmasında; Türk milletinin ferasetinin ve dünya üzerindeki nefes alıp veren tüm mazlum ve mağdurların duasının da etkisi çok büyüktür. Bu seçimleri bir “intikam seçimi’’ olarak gören dinozorlara ve ekonomimize çekilen dış operasyonlara rağmen Cumhur İttifakı çok şükür başarı ile çıkmıştır.

Yine bu seçimin bir diğer kazananı da Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı MHP’dir. Dördüncü parti olmasına rağmen kazandığı belediyelerin sayısını artırmıştır. Bu seçimin kaybedenleri ise, özetle zillet ittifakıdır. Partilerin tek başlarına aldıkları oylara detaylı olarak baktığımızda ise, toplama oyların merkezindeki parti yani sahil partisi CHP’nin oyları düşmüştür. Beka meselesine sahip çıkan Kürt vatandaşlarımız sayesinde bitme noktasına gelen kandilin partisi HDPKK ise doğuda büyük bir yenilgi almıştır. Yeri gelmiş iken PKK’lı teröristleri inlerinden kafalarını çıkartamaz hale getiren “Süleyman Soylu’’ bakanımızın da hakkını burada teslim etmemizde büyük fayda vardır. Hiçbir belediye kazanamayan, zaten böyle bir düşünceleri de olmayan ve dertleri sadece Erdoğan’a kaybettirmek olan “İyi Parti ve Saadeti’’ burada konuşmak size eziyet benim içinde laf-ı güzaf olacaktır.  

Kıymetli dostlar demokrasinin bir gereği olarak sandıktan ne çıktı ise buna herkes saygı duymak zorundadır. Çünkü sandığa yansıyan milletin hür iradesidir. Eyvallah… Lakin 31 Mart seçim gecesi büyük bir olgunlukla balkon konuşmasında “Olanda hayır vardır’’ diyen Erdoğan’ın sözlerini yanlış anlayarak, mal bulmuş mağribi gibi sevindirik olan CHP’liler, Ankara ve İstanbul’dan gelen geçici sonuçlar sonrası durumu manipüle ederek yangından mal kaçırırcasına seçimi oldubittiye getirmeye çalışmaktadırlar. Oysa hemen ertesi gün toz duman dağıldıktan sonra, sandıklardan burnumuza pis kokular gelmeye başlamıştır. Çünkü ne Türkiye’nin demokrasi tarihinde, ne de İstanbul’un seçimler tarihinde olmayan bir miktarda oy, bir şekilde geçersiz ve iptal edilmiştir. Bu işte bir gariplik vardır. AK Parti’nin oylarını güya işlerken kaydırmışlar! Yani anlayacağınız “Gaydırı gubbak’’ yapmışlar… Anlaşılan o ki binlerce oy bir takım ayak oyunları ile kılıfına uydurularak AK Parti’den gasp edilmiştir. Buram buram FETÖ kokan bu örgütlü ve hileli durum, esasen açıkça bir sandık darbesidir. Huylu huyundan vazgeçmezmiş belli ki daha dün soruları çalanlar bugün de oyları örgütlü bir şekilde çalmışlardır. Sanırım devlet kadrolarına sızan FETÖ’cüler ve PKK’lılar kol kola girerek bu ihaneti gerçekleştirmişlerdir. Devletimize demokrasiye ve hukuka olan güvenimiz tamdır. Akla kara en kısa zamanda bir birinden ayrılacaktır. Hukuki süreç devam etmektedir. Bundan hiçbir kimsenin rahatsız olmasına gerek yoktur. Bizim Yüksek Seçim Kurulu’ndan beklentimiz, bu yanlışların tek tek tespit edilip, hakkı olana hakkının verilmesidir. 

Ezcümle kıymetli dostlar; İstanbul’u düşürmek için yanıp tutuşan ve Sezai Temelli’ye sırtını dayayanlar, bilesiniz ki esasen Türkiye’ye diz çöktürmenin hesabını yapmaktadırlar. Ayrıca “mazbata mazbata’’ diye orta yerde dolaşan, ergen siyasetçi imamın oğlunun, henüz seçim sonuçlanmadan Twitter hesabında isminin sonuna “İstanbul Belediye Başkanı’’ yazıp, soluğu Anıtkabir’de alarak yine aynı unvanla Anıtkabir özel defterini imzalaması çok manidardır. Anlaşılan o ki, en delişmen günlerini yaşayan imamın oğlu şimdi de ABD Başkanı katil Trump’ın kendini tanıması için tweet atmasını dört gözle bekliyor. Neticede dostlar, kim kazanırsa kazansın, milletin tercihi başımız üstündedir. Bizim için önemli olan, her daim haklı olan ve hak eden kazansın. Ülkemizin tekeri asla tümsekte kalmasın… Kimsenin kafasında şüpheye yer bırakmayacak şekilde bu seçim sonuçlandırılsın.

Selametle…