Muhalefet Orta Çağ sonrası klasik Marksizm’e dayalı proleter anlayışla muhalefetliğini yapadursun, geçtiğimiz pazar günü Sayın Cumhurbaşkanı önümüzdeki döneme ilişkin çok önemli tespitler ve açıklamalar yaptı. Aynı zamanda Türkiye’deki muktedir iktidarın siyasi temsilcisi de olan Sayın Cumhurbaşkanı’ndan 24 Haziran erken seçimlerine ilişkin siyasi ağırlıklı bir konuşma bekleniyordu ancak beklenildiğinin aksine siyasi yönü de olan ama geleceğin yol haritasının ağırlıkta olduğu bir konuşmayla karşılaştık. Bu konuşmada açıklanan hususlar 24 Haziran seçiminden sonra Türkiye’nin demokratik yeni yönetim biçimiyle neleri başarabileceğini göstermesi bakımından heyecan vericiydi.

Nelerin söylendiğine bakacak olursak “Muasır Medeniyet” en tepedeki ulaşılması gereken ülkü. Bugüne kadar sadece Atatürk’ü anma törenlerinde herkesin iç geçirerek söylediği ama kimsenin başarabileceğine pek de inanmadığı ve törenden sonrada unutulan bir ideal belki de ilk defa somutlaşmaya başladı. Evet gerçekten heyecan verici. Peki muasır medeniyete nasıl ulaşacağız? Önce muasır medeniyet kavramını biraz açıklayalım. Medeniyet sadece ekonomik ve teknolojik bakımdan ulaşılan seviye değildir. Ekonomik gelişme ile toplumun sosyal ve kültürel yapısının geliştirilmesi anlamına gelir. Örneğin kişi başına milli geliri 130 bin dolar olan ülkeler var ama orada yaşayanlar halen bedevi hayatı sürdürmektedirler. Yani para var ama medeniyet yok. Bu nedenle medeniyet paradan, salt ekonomik bakıştan daha ötededir. Medeniyetle kastedilen; toplumu inanç ve değer sistematiği içinde geliştirecek şekilde kaynakların kullanılması, sosyal devlet anlayışının hâkim kılındığı bir ortamda sosyal adaletin tesis edilmesi ve bütün bunların sonucunda yeni kaynakların yaratılarak toplumu daha ileriye götürecek girdilerin sağlanmasıdır. Buna medeniyet döngüsü de diyebiliriz.

Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasına dönecek olursak, faiz ve enflasyonun düşürülmesi, dış cari açığın daha kolay yönetilebilecek şekilde aşağılara çekilmesi işin ekonomideki en önemli kısmı. Dışarıya karşı ekonomideki kırılganlığı ortadan kaldırmak, vatandaş üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi vb. daha pek çok önemli husus. Güçlü adalet vurgusu ve herkesi kucaklayan birlik beraberlik mesajı. Özellikle 15 Temmuz FETÖ hareketinden sonra adalet kurumuna olan inancın yeniden güçlendirilerek devletin kurumsal yapısını adalet üzerinden yeniden tesis etmek. Ve kadına atfedilen önem belki de yeni dönemin en önemli modern paradigmasını oluşturacak. Gençliğin önümüzdeki dönemde alacağı yeni inisiyatifler. Yerli ve milli teknoloji, sanayi, üretim… “Küresel Güç” olma ideali. Adeta sanat eseri ustalığında kurgulanmış, tutarlı bir gelecek perspektifi. Erdoğan bir kere daha ülkesi için kendini ortaya koymaktan çekinmedi. “AHDİM OLSUN…”

Dönüp bakıyorum da muhalefete: “Gel bakalım Muharrem…”

Takdiri size bırakıyorum.