Bu ülkenin has çocukları olarak zor bir coğrafyada nefes alıp verdiğimiz doğrudur. Omuzlarımızda ki 1000 yıllık yükün de farkındayız. Milletin değil, ümmetin tüm yükü üzerimizde… Ve biz hamdolsun ki olan biten her şeyin farkındayız. Lakin sizlerde bilesiniz ki o büyük iddiamızdan da hiç vazgeçmedik.! Çünkü biz Türk’üz ve bu toprakların gerçek sahipleri de bizleriz. “Allahu Ekber’’ diyerek ecdadımızdan teslim aldığımız bu toprakların gönüllü bekçileriyiz. Bu, dünde öyle idi, bugünde yine öyle… Kader ağlarımızın örüldüğü bu kanlı topraklar, iffetimizin, namusumuzun, hürriyetimizin birer canlı şahididir. “Allah dağına göre kar verirmiş” Eyvallah.! İşte beklide sırf bu yüzden bedel ödediğimiz de doğrudur. Bizi biz edende işte kader çizgisinde budur. Bizim kitabımızda; diz çökmek, boyun bükmek eğilip bükülmek yoktur.! Çünkü tarihimizde, karakterimizde ve genlerimizde böyle bir kod yoktur.
Dün olduğu gibi bugünde; zihinlerimizdeki ve genlerimizdeki bu kodları bir türlü algılayamayan ya da test etmeye çalışan gevşeklerle karşı karşıyayız. Papaz kılıklı ajan Brunson işin hikâye kısmı… Esasen savaşa aşeren ve her daim nasırımıza basarak hır çıkarmak isteyen Haçlı artıklarının alayı, anlaşılan o ki intikam almak için sabırsızlanıyorlar. Güçlü Türkiye’nin gelişi belli ki bağımsızlığımıza ve özgürlüğümüze göz diken bu soysuzları çok korkutmuş… Batı batarken, küllerinden yeniden doğmak için yüzünü tekrar doğuya dönen “Güçlü Türkiye’’ bu katillerin alayını zıvanadan çıkarttı. Sanırım esasen tam olarak ta bu yüzden hedefteyiz! Ön alamamanın, durduramamanın arızası içerisindeler. Ne yapsalar fersah fersah gelişimizi bir türlü durduramıyorlar. PKK ile başlattıkları süreci FETÖ ile tamamına erdirmek istediler olmadı.! Her ikisi ile başarılı olamayınca şimdi bizzat sahaya indiler… O da yemeyince şimdi de ekonomik olarak saldırıya geçtiler.
Bugün itibari ile bize düşen her zamankinden daha fazla bir ve beraber olmaktır. Müslümanlara karşı her daim kin kusan bu alçaklara karşı ‘’Yerli ve Milli’’ olan herkes üzerine düşeni yapmak zorundadır. Çünkü bu durum asla içeriye dönük siyasi bir mesele değildir. Türkiye’nin büyümesini hazmedemeyenlere karşı topyekûn verilen ‘’var olma ve bağımsızlık’’ mücadelesidir.
Güçlü Türkiye, Başkan Erdoğan liderliğinde şahlanmış durumdadır. Önümüzdeki yıllarda Başkanlık sistemi ile Türkiye çok daha büyük atılımlar yapacaktır. İlk 100 Günde, 400 Büyük Proje ve 46 milyarlık yatırım, Güçlü Türkiye için henüz bir başlangıçtır. İşte bugünde bunun önünü kesmek isteyen dış güçler her zaman olduğu gibi içerdeki maşalarını devreye sokmuşlardır. Artık herkes bilmektedir ki; Geziciler, Faiz lobisi, Baronlar, CIA ve MOSSAD uşakları, PKK ve FETÖ’cüler, yani bu onursuz piyonların alayı, aynı kaba pisleyip, aynı plana hizmet eden tescilli yavşaklardır. Bu paranın firavunlarının, kargacık burgacıkların adamların, tek istedikleri şey var o da “Türkiye asla güçlenemesin, başını kaldıramasın ve kendi ayakları üzerinde duramasın…’’ İşte bütün mesele bu…
O değil de “Başaklı buğday sapını bile yılan sanıp, olduğu yerde takla atan bu korkaklar’’ bir araya gelip kalabalık olunca bir şey olduk zannediyorlar. Geçen gün sosyal medyada bir video gözüme ilişmişti. Halka açık bir alanda konuşma yapan Trump’a kalabalığın arasından birisi “Allahu Ekber’’ diye bağırınca her daim üst perdeden efelenen hormonlu, iri kıyım hımbıl herif, korkusundan ne yapacağını bilemedi.! Dakikalarca kendine gelemeyen cesur(!) ABD Başkanına korumaları zor yetişti… İşte bu şirazesi kaçmış sarı saçlı ödlek Trump, bundan üç beş ay önce hatırlarsanız Kuzey Kore ve İran’ı hedef tahtasına koymuştu. Sonra döndü Almanya, Fransa, İngiltere ile papaz oldu. Ortadoğu’da da Suudi Arabistan, Mısır, Katar’a da tehditle istediğini yaptırınca ne oldum delisi olup güç sarhoşu olan hormonlu Trump efendi sonra aklı sıra bizi tehdit etmeye kalkıştı. Ben bu adamın akıl sağlığından inanı şüphe duymaya başladım. Rahmetli babam mekânı cennet olsun “Zenginin delisi pek belli olmaz, belli etmezler be oğul’’ derdi. Ne kadarda haklıymışsın be babacım…
Bunu da söyleyeyim hemen bitireceğim; Yine geçen gün bir video da görmüştüm; Filistinli Müslüman bir kız çocuğu ağzındaki çikleti balon yapıp patlatınca lokantada zıkkımlanan ne kadar Siyonist İsrail askeri varsa hepsi birden sokağa dökülmüştü… Çok gülmüştüm.!
Eee ne diyorduk biz bu toplama adamlara: “Korkaklar sık sık ölür, cesurun ölümü bir defadır.”
Allah’a emanet…