Aslında kötü dediğime bakmayın siz, kötü sadece Alperen’in lakabı. Alperen ise %99 fiziksel engelli bir abimiz. Aslında fiziksel engelli dediğime de bakmayın sizin bizim birçoğumuzun yapamadığı şeyleri yapıyor Kötü.

Kötü; ülkemizde her 5 bebekten birinde görülen Sereblal Palsi hastası ve bu hastalıkla birlikte 35 senedir yaşamaktadır. Kas hareketlerini ve koordinasyonunu kontrol edememe diye bilinen bu hastalık Kötü’de bir mucizeye yol açtı. Çünkü bu hastalığı olan bireyler ya yatalak yada evden çıkamamaktadır. Ama Kötü sosyal hayatın içerisinde. Ve lise mezunu olmayı başarmış. 

Aslında bugün size anlatmak istediğimde şu; Malumunuz ülkemizde sporculuk faaliyetleri birkaç alan dışında pek çeşitlilik gösterememekte. Ama Kötü %99 engeliyle birlikte çeşitliliği artırmayı hedefliyor çünkü o %99 engeline rağmen binicilik sporu ile uğraşmakta. Mucize dedim ya..

Haftanın 3 günü Pendik’ten Gebze’nin Cuma köyünde bulunan özel bir at çiftliğine tekerlekli arabasıyla birlikte tek başına yolculuk yapmak suretiyle sabahın 6’sında toplu taşımalar ile yollara düşüyor Kötü. Ve at’ı öyle biniyor ki sanki Sait Faik Abasıyanık öykü yazıyor sanki İsmet Özel şiir yazıyor sanki Recep Tayyip Erdoğan siyaset yapıyor.. Binicilik alanında kendini o derece geliştirmiş Kötü.

Paralimpik binicilik sporu dünyanın bir çok ülkesinde olmasına rağmen maalesef ülkemizde yok. Binicilik dalında olimpiyatlarda yarışan fiziksel engelli sporculardan hiçbir eksiği bulunmamasına rağmen Kötü onlarla yarışamamakta. Aslında bugün burada Gençlik ve Spor Bakanımıza, Kenan Sofuoğlu Vekilimize sesleniyorum daha doğrusu aracı oluyorum çünkü Alperen’nin Bakan Bey’ ve vekillere diyecekleri var.

Alperen şunu diyor: “Benim böyle yeteneklerim var. Ve ben bu yeteneğimi kullanıp olimpiyatlarda ya da engellilerle ilgili bu tarz organizasyonlarda ülkemi burada temsil etmek istiyorum. Ben Türkiye’de benden bir tane daha bu işi yapabilen bulamadım eğer varsa bende onlarla bu işi yapmak istiyorum. Ben amatör olarak tanıdığım çiftlik sahibinin çiftliğinde bu işi amatör olarak yapıyorum. Ama benim bu işi amatör olarak yapmamla olmaz. Bu işi dünyada yapan engellilere baktığımızda birinin baldırdan bacakları yok ötekinin omuzdan kolları yok. Çok şükür benim ayaklarımda var bacaklarımda var. Gazete okurken, TV izlerken bu engelli insanların almış oldukları altın madalyalara bakarak iç geçiriyoruz ve neden bizde de yok diyoruz. Aslında var ama kıymet bilinmiyor. Bir İngiliz bir Fransız bu işi yapıyor ve azımız açık izliyoruz ama biz yeteneklerimize değer vermiyoruz. Ve daha iyisini yapabileceğine güveni tam olanlara… Neden sahip çıkılmıyor…“ Alperen işte böyle diyor. İstediği sadece profesyonel bir eğitim ve bu işi yapabileceği bir At’a sahip olmak. Ve şunu da ekliyor; eğer olimpiyatlarda madalya getiremezsem, ülkemi gururlandıramazsam beni vatandaşlıktan çıkartın.

Soruyorum size sessiz mi kalacağız bu değerlerimize? İnanın ki sessiz kalırsak vebali büyük olur..