Son birkaç yıldır sadece Orta Doğu ve Avrupa ülkelerinde değil, tüm dünyada kartların yeniden karıldığına ve yeni bir dünya düzeni kurulduğuna hep birlikte şahit oluyoruz. Küreselciler tarafından tüm dünyada enerji üzerinden hesaplar yeniden yapılırken, tüm sınırlar yeniden çiziliyor ve güç dengeleri de yeniden kuruluyor. Fransa’daki akaryakıt zamları üzerinden alevlenen olaylar da bu durumdan zinhar bağımsız değildir. O vakit soru şu? Sarı Yelekliler tarafından Paris’te başlatılan olayların, Fransa’nın dışında diğer Avrupa ülkelerine de sıçradığını görünce, acaba bu kalkışmalar hızla bir ‘’Avrupa Baharına’’ dönüşür mü? Acemi siyasetçi Macron’dan, yani kaybedenler kulübünün bu tatsız tuzsuz herifinden, böyle zor durumlarda güçlü bir liderlik performansı beklemek tabi ki de en hafif tabirle aptallık olur. Ancak olsa olsa bu saatten sonra ondan, uymaca akıllı dengesiz Trump’ın tweetlerine iyi bir malzeme olur. Hem sen baksana kendi işine, karışma sarı çıyanın işine! Hem sanane ‘’Ortak Avrupa Ordusu’’ falan başına iş alıyorsun…
Biz Türkler, dün olduğu gibi bugün de, dünyanın hiçbir yerinde, şiddeti- vandallığı desteklemedik desteklemeyiz. ‘’Lakin Fransa gibi birçok Avrupa ülkesinin, ülkemizde cereyan ettirilen Gezi olaylarındaki tavırlarını ve sessizliklerini de asla unutmuyoruz. Tarafgirliğin hakikati boğduğu o kirli günleri de asla unutmuyoruz.’’Yaşadığınız olaylarda bir dâhilimizde yok çok şükür. Lakin bilesiniz ki; Sizleri böyle perişan halde görünce inanın bizler çok endişeleniyoruz.! Fransa polisi tarafından tutuklanan o masum gençleri, orantısız güç kullanarak ağzı yüzü parçalanan sarı yeleklileri görünce biz çok üzülüyoruz! Nerde kaldı insan hakları, nerde kaldı demokrasi, nerde kaldı özgürlükler diye inanın üstümüzü başımızı yırtıyoruz!
Allahtan korkun! Akaryakıta zam geldi diye arabasını garaja çekip bakkaldan ekmek almaya yürüyerek giden masum çocuklara da böyle de yapılmaz ki!? Değil mi ama? Hem, ülkenin aydınları ve sanatçıları neden bu adaletsiz duruma sessiz kalıyorlar ki? Muhalefet partilerinin liderleri nerede peki? Ya da canlı yayın yapan hippi kılıklı basın amigoları? Göstericiler ile kol kola yürürken, kameraların kayıtta olduğunu görünce mahsusçuktan Toma’ların üstüne zıplayan o kargacık burgacık milletvekillerini de göremedik henüz.! Bizim polislerin Allah’ı varmış, gavura vuruyormuş gibi vuruyormuş copu sizinkiler. Hem daha Paris’te duvarlara ‘’Zulüm 1789’da başladı’’ da yazmamışken masum çocuklar…
Türkiye’de gezi olayları çıktığında zevkten dört köşe olmuştunuz değil mi? Mızıkçılık yok kabul edin ki bu sefer sizde çok kötü sobelendiniz. Her şey kabak gibi ortaya çıktı değil mi? Haydut ABD, AB’yi kendi sözünü dinlediği sürece her daim dost olarak görür. Katil ABD menfaatine dokunanı babası olsa zinhar tanımaz. Gerisi laf-ı güzaf. Küreselciler ile Trump’ın Enerji üzerinden dünyaya yeniden ayar vermeye başladığı süreçte tekerine çomak sokarsan o da sana işte böyle dişini gösterir. Neymiş efendim birinin başına bir iş gelince zil takıp oynamayacakmışsın.! ‘’Bugün bana, yarın sanaymış! ‘’Lakin bilesiniz ki bizler yine de çok endişeleniyoruz! İnşallah Fransa’ya bir an önce demokrasi gelir de başta Merkel olmak üzere tüm Avrupa liderleri rahatlar…
Avrupa’da bunlar olup biterken, elbette Türkiye’de birileri de boş durmuyorlar. Belli ki üzerimize çullanmak için erketede bekleyen bu alçak fesat timleri yine fırsat kolluyorlar. Ülkemizi karıştırmak ve huzursuzluk çıkarmak için fevkalade aşerdiklerinin de farkındayız. ‘’Belli ki daha düne kadar bizleri; Sağcı-Solcu, Türk-Kürt, Alevi-Sünni diye ayrıştırarak birbirimize düşüren bu eyyamcı dümbelekler yine kendi kalemize gol atmamız için pusuya yatmışlar.’’Son dönemlerde şahit olduğumuz Atatürk ve Andımız üzerinden yapılan provokasyonlarla, Laik-Dindar gerilimi ile köpürtülerek Kemalistlerle, İslamcıları karşı karşıya getirme çabaları da asla hedefsiz değildir. Ergenekon’a yok deyip, TSK’da başörtüsü istemeyenleri, öte taraftan da Cumhur İttifakı’nı bozmak için ellerinden geleni ardına koymayanları da ibretli gözlerle izliyoruz…
Bu köşenin müdavimleri bilirler, birçok kez de burada, köşemde dile getirmişimdir. Lisan-ı münasip ile tekrar söylüyor ve uyarıyorum. ‘’15 Temmuz’da sokağa çıkıp ölümüne vatan savunmasına katılmış olan bu ülkenin has çocukları ve muhafazakârları üzerinden kimse sokak hesabı falan yapmasın!’’ Bilesiniz ki Erdoğan liderimizdir. Bahçeli ise, bu ülkenin bekasının teminatıdır. Bizi artık o hain tuzaklarınıza düşüremeyecek, ayak oyunları ile bölemeyeceksiniz. Bu millet her şeyin, oynanan tüm çukur oyunlarının farkındadır. Yaşamak ciddi bir iştir. Ve papaz her zaman pilav yemez…
Allah’a emanet…