1992-1999 yılları arasında SSK genel müdürüydü. Hemen hemen tüm gazete ve televizyonlarda SSK batacak…Battı batıyor…Ahanda sonunda battı… Haberleri ve yayınları ile gündeme gelirdi genel müdür. En nihayetinde birgün dayanamadı patladı. “Evet SSK battı. Ama niye battı bende anlamadım” dedi.

***

2009 yerel seçimlerinde CHP’den İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkan Adayı oldu. Malum medyanın hatırı sayılır PR desteğinide arkasına alarak renkli bir seçim kampanyası başlattı. Belli bir kamuoyunun tüm şişirme ve zorlamalarına rağmen sandıktan hayal kırıklığıyla döndü.

***

CHP’de kaset skandalı patlak verdi. Parti, malum paralel çete tarafından dizayn edilmek isteniyordu.

Baykal istifa etti. Kılıçdaroğlu’na‘Aday olacakmısınız’ diye sorulduğunda “Hayır aday olmayı düşünmüyorum” dedi. Çok değil 24 saat sonra adaylığını açıkladı. Ve 22 Mayıs 2010’da partinin yeni lideri oldu.

***

Genel başkanlığı dönemi boyunca partisi girdiği tüm seçimleri kaybetti. “%26’nın altında oy alırsak istifa ederim” dedi. %24’e başarı deyip yola devam etti. “% 30’un altında oy alırsak istifa ederim” dedi. %26 alınca duymazlıktan geldi.

7 Haziran seçimleri sonrası “AK Parti’ye karşı %60’lık bir blok var” dedi. 1 Kasım gecesi böyle bir bloğun hayal mahsulü olduğu anlaşıldı.

Çözüm süreci için hükümeti ihanetle suçladı. 7 Haziran öncesi ve sonrası HDP ile üstü kapalı ittifak yaptı. Buna bir de Cemaat eklenince parti içi muhalefet kazan kaldırdı. Peş peşe istifalar yaşandı.

***

Başkanlık sistemi yada partili cumhurbaşkanlığı modeli ülke siyasetinin 1 numaralı tartışma konusu şu günlerde. Ve bu sıcak tartışmalara Kılıçdaroğlu’nun kanlı kanlı ifadeleri damgasını vurdu. Ne diyor Kılıçdaroğlu? “Kan dökmeden başkanlık sistemini getiremezsiniz.” Ardından birde davetli gittiği TOBB fırçalıyor.

Bence,Kılıçdaroğlu’nun sinirleri fena bozulmuş. Yarın bir referandum olursa, 2010’daki gibi oy kullanamayacak diye ödüm patlıyor. Kılıçdaroğlu için endişeleniyorum doğrusu…