Doğu Akdeniz’de artan gerilimin nereye varabileceği konusunda birçok uzman farklı değerlendirmelerde bulunuyor. Bir taraftan, belirsizliği ve gerginliği ortadan kaldırmaya yönelik çok yönlü bir diplomasi sürdürülürken, diğer taraftan askeri hazırlıklar hız kesmeden devam ediyor.
Dünya, bugün olduğu gibi dün de oldukça karışıktı. Çatışmalar, savaşlar, göçler ve askeri tehditler hiçbir dönem eksik olmadı. Dünyanın bu çalkantılı vaziyeti, geleceğin daha da kötü olacağını iddia eden kehanetlerin yayılmasına yol açtı.
Kehanetler, gelecek hakkında şaşırtıcı bilgiler verdiğinden, her daim ilgi çekici ve merak uyandırıcı olmuştur. Ben de bugünkü yazımda, yerel bir kâhinin bir hayli ilginç olan kehanetine yer vermek istedim.
Kehanetin sahibi, Kıbrıslı bir Rum papaz. Kehaneti, şimdilerde yüz yaşına merdiven dayamış Kıbrıs’taki Rum komşum Kiryako’dan dinledim. Kiryako, eski bir EOKA mensubu. Bu nedenle geçmişte Türklerden pek hazzetmezdi. 70’li yılların başında, “Kıbrıslı Türkleri adadan atma ve Enosis’i gerçekleştirme” hayali kurdukları bir sırada papaz olan dedesi, o gün onlara çok komik gelen bir kehanette bulunmuş.
Kiryako şöyle anlatıyor: “EOKA’nın örgüt binasında otururken dedem çıkageldi. Bize neden neşeli olduğumuzu sordu. O’na, adayı Türklerden almak üzere olduğumuzu ve bu nedenle neşeli davrandığımızı söyledik. Tebessüm etti ve henüz herşeyin bitmediğini, esas olayların pek yakında başlayacağını söyledi. Yaşlı papaz, Türkiye’nin çok yakında Kıbrıs’ın kuzeyini geri alacağını ifade edince, odadaki herkes birden kahkaha atıverdi. Ardından şöyle devam etti: Türkler adanın bir kısmını aldıktan sonra, ileriki zamanda adanın etrafında büyük olaylar meydana gelecek. Bu defa Türkiye, adanın tamamını işgal edecek. Ancak bu işgal uzun sürmeyecek. Bu işgale karşı yedi koldan Türkiye’ye savaş açılacak. Türkiye adadan çıkartılacak. Fakat İstanbul işgal edilinceye kadar savaş bitmeyecek. Sonunda İstanbul işgal edilecek ve yeniden Ayasofya kiliseye döndürülecek.”
Kiryako ve arkadaşları, o gün yaşlı papaz tarafından söylenenlerin hiçbirine inanmamıştı. Çünkü kendilerini çok güçlü, Türkiye’yi de çok zayıf görüyorlardı.
Kiryako, dedesine ancak takvimler 20 Temmuz 1974 tarihini gösterdiğinde hak vermeye başladı. Şimdi ise, doğalgaz ve petrol meselesinden ötürü Kıbrıs’ın ikinci kehanetin eşiğinde olduğunu söylüyor. Ve ekliyor, şayet dedem iddiasında haklıysa, yakında Kıbrıs’ı da içine alan büyük bir savaş patlayacak ve Türkiye, Kıbrıs’ın tamamını işgal edecek. Sonrasında ise İstanbul’a kadar uzanan yeni bir savaş.
1970’li yılların başında yaşlı papazın söyledikleri ile günümüzde bu konu üzerine analiz yapanlar arasında çok büyük uçurumlar bulunmuyor. İşte bu noktada diplomatlara, siyasilere ve kalem ehline, bölgesel barışa katkı sağlama adına önemli vazifeler düşüyor. Onlardan beklenen, kötü kehanetler üretmeleri değil bilakis kötü kehanetlere karşı barışçıl araçlarla mücadele etmeleridir.
Ne diyelim! Umarız yaşlı papaz yanılır ve kazanan savaş değil barış olur.