Kültürel iktidarları devam ettiğinden midir nedir bilinmez hala yaşam tarzı üzerinden ahkâm kesen seküler-laik bir grup ile karşı karşıyayız. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren o jakoben bakış açısının alışkanlığından olsa gerek, insanların nasıl yaşayacaklarını belirleme hakkının kendilerinde olduğunu zanneden kimseler var bu ülkede.
İktidarı eleştirdiğimde ‘Ne umdun da bulamadın? Ne değişti?’ tarzıyla bakan bu zihniyet, iktidarın iyi faaliyetlerini dile getirdiğimde ise her zamanki gibi ‘yaranma çabası veya kendi deyimleri ile yalakalık’ işi olarak görüyorlar. Biliyoruz ki bu seküler-laik kesimin (ki benim bu kesimin laiklik ve sekülerlik kavramlarının içeriğine yönelik cahil bir anlayışa sahip olduklarına kanaatim tamdır) Türkiye’deki siyaset anlayışları sorunludur. Sorunludur çünkü onlara göre kendi zihniyetlerinin dışında kimsenin iktidarı kalıcı değildir ve kalıcı da olamaz. Zannedersem seçimle iktidar olamamalarının en büyük sebeplerinden biri de bu bakış açısıdır, ama hala farkında değiller, bu da garip! Farkında olmak istemiyor olabilirler de!
Buraya kadar her şey klişe bir durum, bunun farkındayım lakin farkına varmamız gereken başka noktalarda ortaya çıkmıyor değil. Konuşurken ‘Allah’ kelimesine günlük yaşamda karşı olduklarını yüzünüze karşı dile getirmekten çekinmeyen veya size saygı duymayan bir kitlenin varlığı da artık aşikâr. ‘Allah’ı karıştırma’ tarzında size karşı hemen tepki koyduğunu düşünen zihniyetin işte entelektüelliği buraya kadar diye geçiştirsek de karşısındaki kişinin inancına ve konuşmalarına tahammül edemeyecek derece de havadan nem kapan tiplerin varlığı can sıkmıyor değil. ‘Senin Allah ile işin yoksa bana ne karışıyorsun?’ dediğinizde ise, ‘ama Allah akıl fikir vermiş’ diyerek gereksiz ve alakasız bir cevap verdiklerinin farkında bile değiller.
Aklı ve fikri Allah’ın verdiğini bilmek ama Allah’ı günlük yaşama karıştırmamak! Ne kadar mantıklı bir iş değil mi?(!) Ne düşüncede olursanız olun, buna takılmıyoruz da Müslümanlar’a ahkâm kesen tavrınıza ve çok bilmişliğinize irrite oluyoruz. Bir şey daha var; kendinizi çok önemli görüyorsunuz, aslında bir önem arz etmediğiniz halde böyle düşünmenize çok şaşırıyoruz!