Cemal Kaşıkçı olayı uzun süredir gündemde. Suudi Kralı Selman bin Abdulaziz cinayetin bazı görevliler tarafından işlendiğini belirtti. Aslında bu tür operasyonlar birçok gizli servis tarafından yapılır. Adı sanı duyulmamış kişiler küçük operasyonlarla saf dışı bırakılır. Bu operasyonla da görüldü ki aslında Suud gizli servisi (Kuvvetul Maslahatul Suudi) bu tür operasyonları sürekli yapıyor.
Avrupa’da kaybolan bazı prenslerin ve dünya kamuoyunun pek adını bilmediği ama Suud devletine muhalif bazı isimlerin benzeri yöntemlerle yok edildiği aşikarene ortaya çıkmış oldu. Olayın bu boyuta gelmesinde Kaşıkçı’nın uluslararası medya da tanınan bir yazar olması ve dünya kamuoyunun bu konu üzerinde hassasiyetle davranması oldu. Yoksa o da kayıplar hanesine yazılıp bir süre sonra unutulacaktı.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ve olayla ilgili güvenlik birimlerinin hassasiyeti ve diplomasiyi iyi kullanmaları sonucu bu olayı (henüz ceset bulunmamış olsa bile) aydınlatmış olması büyük bir başarı olarak ülke hanesine yazılmış oldu, en azından bundan sonra herhangi bir istihbarat servisi Türkiye içinde bu tür operasyon yapmaktan çekinecektir.
İşin diğer boyutunda ise Suud vatandaşları kendi içlerinde her hangi bir hak talebinde bulunamayacaklardır. Talepte bulunanın sonunun ne olduğu bu kadar net ortada iken kimsenin böyle bir cesareti göstermeyeceği açık olarak ortada duruyor. Öte taraftan bu cinayetin ortaya çıkmasıyla Kral Selman 16 kişinin görevden alındığını duyurduğu saatlerde bunların tutuklandığıyla ilgili her hangi teyitli bir bilgi ise alınmadı. Suud yasalarına göre kasten adam öldürmenin cezası idam, bu kişilerden kaçı kamuoyu önünde idam edilecek bu da ayrı bir konu. Prens Muhammed bin Selman’ın durumu ise dendiği kadar muğlak değil Amerika’nın bu süreçte Muhammed bin Selman’ı koruyacağını okumak için öyle çok bilgin filan olmaya da gerek yok. Silah satış antlaşmasını iptal etmeyen ambargo düşünmeyen bir Amerika’dan böylesi uyumlu (!) bir müttefikin saf dışı kalmasına göz yummasını beklemek çok saf akıllılık olur. Tüm hazinesini Amerika’ya teslim etmiş bir Suud krallığının uyumlu çalıştığı ve paraları bir şekilde aktardığı sürece dokunulmazlığının korunacağı muhakkak.
Kimse hayal görmesin ne Suud krallığı ne de veliaht prens bu işten bir zarar görmezler. Feda edilecek üç beş alt düzey yetkili feda edilecek ve konu kapanacaktır. Lübnan Başbakanı Hariri’nin alıkonulması ve sonrasında istifa ettirilmesini düşünüp Arap devletlerinin yönetim anlayışını bir kere daha tefekkür ederek adımlar atalım. Vesselam…