Kara katil
Kara torbadan,
Kara çocukları çıkardı
Onlardan
Kocaman kalabalıklar yaptı
Kara meydanlara doldurdu
Meydanı dolduran binlerce kara çocuğa sloganlardan küpeler yaptı. Küpeleri erinmedi tek tek kulaklarına taktı. Küpeler o kadar ağırdı ki çocuklar sloganlardan başka bir şey duyamıyordu. Kendisi de Küba’dan aldım diye yalan söylediği İngiliz malı kostümlerini giyip sahneye fırladı. Dev bir orkestrayı yönetiyordu. Bağırın çocuklar diyordu;
Şarkılarla
Türkülerle
Halaylarla
Bağırın
-Katil vaaaar!
-Katil nerdeee!
-Saraydaaaa!
-Saray nerdeee!
-Milletin içinde
-Yık öyleyse o sarayı
-Taşı eski yerine
Ve milletin çocuklarına, milletin sevdiğine, milletin seçtiğine
Söve
Söve
Bağırdılar
Oynadılar
Zıpladılar
Bu eğlence katilin karnı acıkıncaya kadar sürdü. Sonra bütün çocuklarını geri torbaya doldurdu. İçinden bir kısmını hemen oracıkta parçalayıp karnını doyurdu. Diğer çocuklar torbada hiçbir şey görmedi. Kulaklarındaki küpelerden dolayı diğer çocukların feryatlarını duymadılar. Yeniden torbadan çıkarılacakları günü beklemeye başladılar. Şarkılar, türküler, halaylar aşkıyla
Anneler ağladı
Babalar ağladı
Şairler ağladı
Kara katilin
kara gazetesinde
Kara manşet atıldı
“Adam köpeği ısırdı, kent bu gece karantinada”
Bu masalın
Başımıza düşecek
Üç elması yok
Prensi yok
Prensesi yok
Sadece kıssadan hissesi var
“Çocukların kendini çalmaktan daha kötüsü geleceğini çalmaktır.”
Biz vurulunca değil
Dövülünce
Sövülünce
Kovulunca değil
İşte o zaman ölürüz.