Kan ağlıyor Doğu Türkistan…
Kan ağlamayan yeri mi var coğrafyamın?
Filistin, Suriye, Yemen, Arakan, Irak, Libya, Mısır…
Daha nereler…
Âh münafık, kâfir ve zalimler!
Gün olup intikam fışkıracak her yer…
Bize gerekiyor Salâhaddinler!
Gülmeyi unutup acı çekenler…
Buna nasıl dayanır yürekler?
Çocuk, kadın, yaşlı, ırz, namus,
Hepsi de acının kol gezdiği yürekler…
O bombardıman altında olanlar,
Kolunun ucuyla gözünü silen yavrular…
Irzına kastedilirken ağlayan bacılar…
Ey Rabbimiz! Güç ve kuvvet ver!
İnanmış insana, mü’min mazluma…
Yerle bir eyle kâfir ve zalimleri…
Şu ümmete göster o günleri…
***
Evet. Acılarımız büyük… Kalplerimiz buruk… Gönüllerimiz yıkık… Unutur olduk yıllardır gülmeyi. Ümmetin acısından… Ne deriz ki o gün Rabbimize? Ecdad ne güzel bir zırhmış bu ümmet için. Hatta dünyadaki bütün mazlumlar için. “Başımızda kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz,” diyorlardı Bizans’ın ileri gelen din adamları bir zamanlar. İşte adalet, işte hakkaniyet. Bir vatan içinde onlarca farklı milleti bir arada yaşatan devlet. İşte devlet bu. Yoksa bugünün güya büyükleri (!) gibi zulmeden değil asla! Onlar zalimlerin ta kendileri…
Zira ayet açıktı:
“-Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, ALLAH korkusuna daha çok yakışan (bir davranış)tır. Allah’a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.” (5 Maide 8.)
EY ÂLEMİ İSLÂM!
Kan ağlıyor iken Doğu Türkistan,
Filistin, Suriye, Yemen, Arakan!
Akıyor nehirler kıpkırmızı kan,
Salâhaddin misali gülmek haram!
Âh ehl-i İslâm, ne halde kardeşler?
Uzak diyarlarda yanar yürekler!
Gün gelip varılır Huzurulah’a,
Acaba o gün ne denir Allah’a?