Gencecik kızlar öldürülüyor. Kızlarımız, kardeşlerimiz… Üzülmüyor muyuz? Elbette üzülüyoruz. Vicdanımız kanıyor. Ve bunun önüne geçilemiyor, geçemiyoruz. Ne tam anlamıyla sorunu teşhis edebildik, ne de çözüm sunabiliyoruz.
Bir defa artık “kadın cinayetleri” diye bir putumuz var. Ana sorunumuz bir insanın öldürülmesi mi yoksa bir kadının öldürülmesi mi? Çocuğunun gözü önünde annesi öldürüldüğünde nasıl ortalığı ayağa kaldırıyoruz. Kaldırılmalı da. Ancak bir anne oğlunu öldürdüğünde ortalığı ayağa kaldıranlar suspus oluyor. Burada ikiyüzlülük var. Vicdan yok, kadın duyarlılığına karşı oluşmuş bir fetişizm var. Sevgilisiyle rahatça zina yapmak için küçücük çocuğunu katlettiğinde bir kadın, bu yüzden kimseden ses çıkmadı. İsim vermeyeceğim, yine bir başka kadın, namusuma el uzattı diye öldürdüm dedi ve müebbet yediğinde ortalık ayağa kalktı. Dava açıldıkça anlaşıldı ki işin içinde elli tane mevzu var. O onu aldatmış, o onu yakalamış falan. Bu kimsenin umurunda olmadı, bilakis hala neden müebbet dendi, serbest kalsın dendi. Bir kadın yine, “Beni taciz etti” dedi, adama meydan dayağı attılar, sonradan kadın yengesi çıktı, miras kavgasıymış, canını yakmak istemiş. Kimsenin umurunda olmadı. Nafaka mağduru erkeklere değinmiyorum bile. Beş bin lira geliri olan kadının, iki bin lira geliri olan eski kocasına bin lira nafaka bağlandı. Kimsenin umurunda oldu mu? Hayır. (Bu arada 2018’de Türkiye’de işlenen 2500 cinayette maktullerin 400’ü kadın, 2100’ü erkek. Bu da hiç konuşulmadı.)
Peki bizim kadınların can güvenliğinin tehlikede olduğuna dair bir problemimiz var mı? Kesinlikle. Bir erkek olarak diyorum, ben kız kardeşimin güvenliğinden endişeliyim. Ortada insanlıktan çıkmış, cani, sapık, hayvanlar var. Bu bir gerçek. Önüne geçemiyoruz. Peki, burada bir sorun var ki, neden hep ıskalanıyor?
Kadınları bu canilere kim hedef gösteriyor? Feministlerin hep dillendirdiği “kadın cinsel meta değildir” sloganına kim hizmet ediyor? Ben söyleyeyim çünkü bunları feministlerden duyamazsınız, duymayacaksınız da. Hep bel altı esprilerin döndüğü komedi filmleri, tamamen şehvetin hâkim olduğu reklamlar, örneğin dondurma reklamlarının çoğu kadınların vücudunu pazarlıyor, kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan diziler… Bir gün feministlerin reklamlara karşı çıktığını görmedik. Afişlerde kadınların bedenlerini kullanıyorlar, kadınlara bunun için para ödüyorlar. Bunların hepsi o canileri tetikleyen nedenler. Telefonda babasıyla konuşuyormuş gibi yapan, korkan gencecik kızlara yazık değil mi?
Bütün bunlardan sonra cinayetlere karşı çözüm ne? Daha geçenlerde gencecik bir kızı, sırf psikopat olduğu için bir cezaevi firarisi öldürdü. Ne yapacağız diyebilirsiniz. Normal şartlarda yapılacak şey belli: Kısasta hayat vardır!