Toplumumuzda sağlıkla ilgili bazı şikayetler maalesef iyice ciddi boyutlara varıp hastalık haline dönüşmeden önemsenmez. Çünkü modern tıp anlayışının getirdiği bir bakış açısı olarak, sağlıkla ilgili şikayetler belli yöntemlerle (bu da genellikle ilaçla olur) baskılandıktan sonra tedavi edilmiş sayılır. Günümüzde gerek dünyada, gerekse ülkemizde hastalıklar ve hastalıkların öncü belirtileri olan şikâyetler önemli ölçüde artmış durumdadır. Bunu dünya genelinde ve ülkemizde yapılan istatistik verilerinden görmek mümkündür. Artan bu sağlık problemlerinin en önemlilerinden biri, toplumumuzda kadın, erkek, çocuk, yaşlı her yaştan insanda görülen kabızlık problemidir.
Kabızlık, bir hastalık değildir. Ancak alerjiden diyabete, enerji düşüklüğünden fibromiyaljiye, safra kesesi hastalıklarına, uyku bozukluklarından depresyona ve hatta migrene kadar uzanan birçok ciddi hastalığa ve hastalık belirtilerine zemin hazırlayan çok önemli bir şikâyettir. Yapılan birçok bilimsel çalışmada, bu hastalıklar ile kabızlık arasındaki ilişki ortaya konmuştur. Maalesef toplumumuzda kişiler, kabızlık şikâyeti yaşam kalitelerini çok etkilemedikçe, bunu normal kabul ederek yaşamlarına devam eder, herhangi bir çözüm arayışına girmez. İşte tam da bu nokta, kabızlık şikâyetinin buzdağının görünmeyen kısmı gibi kişinin sağlığını tehdit etmeye başladığı noktadır.
İnsan vücudunda sindirim sistemi, kapsadığı organlar ve bu organların yaptığı çok detaylı ve hayati derecede önemli işlevler bakımından eşsizdir. Besinleri sindiren, bunların hücresel düzeyde ihtiyacı karşılayacak maddelere ve enerjiye dönüşmesini sağlayan muhteşem bir sistemdir. Sindirim sistemi, hem yaptığı fonksiyon hem de içerdiği mikroorganizmalarla (bağırsak florası) birlikte, aslında vücudun tam bir “dönüşüm” merkezidir.
Bu sistemde ince ve kalın bağırsakların farklı ve özel görevleri vardır. Kabızlık, kalın bağırsakla ilgili bir şikâyet olarak karşımıza çıkar. Genel anlamda bağırsakların boşalmasında (defekasyon) bir zorlanma ve ıkınma hissi, zor ve seyrek defekasyon (haftada 2 defa veya daha az), yetersiz boşalma gibi tanımlamalarla bir tablo çizilebilir. Kabızlık çeken bazı kişiler, 6-10 gün hatta 15 gün boyunca hiç defekasyon olmadığını bildirmektedirler.
Günümüzün yaşam şartlarında kabızlığa zemin hazırlayan, kabızlığı kolaylaştıran ve hatta kalıcı bir şikâyet haline gelmesine yol açan birçok faktör vardır. Ve bunların başında elbette beslenme şekli gelmektedir (bkz. “Alkali Vücudun Sırları” kitabı). Beslenme şeklinin nasıl olması gerektiğini inşaallah haftaya yazacağız.
Yazarın web adresi: www.emineakin.com