Daha önce değinmiştim ama yeniden hatırlatmakta fayda var. AK Parti karşısında muhalefet ettiğini iddia eden kesimlerin ortaya attığı iddialar aslında bir akıl hastalığı belirtisi. Yeri gelmişken, yaygın olarak kullanılan “ruh hastalığı” lafının yanlış olduğunu doğrusunun “akıl hastalığı” olduğunu da belirtmiş olalım.
Tıptaki adıyla Munchausen Sendromu yani yapay bozukluk diye bir hastalık var. Çeşitli tedavi programları ve ilaçları olan bu hastalığın tedavi edilme ihtimali yüksek. Hastalar kendilerinde olmayan hastalıkları varmış numarası yaparak belirtilerini taklit ediyorlar ve toplumdan bu hastalıktan dolayı çeşitli imtiyazlar talep ediyorlar. Hasta hikâyelerinden kayda geçenlere göre, kanser numarası yapandan tutun, şizofren taklidi yapana kadar yüzlerce hastalığın taklidini yapıyorlarmış insanlar. Yapay Bozukluk ilerledikçe hasta, taklit ettiği hastalığa, doktorların değişine göre giyindiği belirtilere daha çok inanmaya başlıyormuş.
“Diktatör Recep Tayyip Erdoğan 3 çocuk” dedi, “Yatak odamıza karışıyor” diyenlerin hemen hemen hepsi tamda bu şekilde Munchausen Sendromu hastası aslında. Allah bilir ilerlemiş olan vakalar, evlerinde Erdoğan halüsinasyonları bile görüyorlardır. Sağlıklı insanlar; Cumhurbaşkanı’nın bu söylediğinin ülkenin nüfus politikası ve geçmiş yıllarda zorla yaptırılan “Aile Planlanması” adı altında aldığımız ağır saldırılardaki kayıplarımızın telafisiyle ilgili acil bir mesele olduğunun farkında. Ancak yapay bozukluk hastalarına göre bu durum Cumhurbaşkanı’nın evlerin içine girip insanlara yatak odasında müdahale etmesi olarak algılanıp öyle ifade ediliyor.
“Aleviler’in evlerine çarpı işareti konuluyor” diyenleri düşünün mesela. Olmayan bir şeyi varmış gibi gösteriyorlar, inandırıcı olsun diye tam da yapay bozukluk hastalarının yaptığı gibi sahte belirtiler taklit ediyorlar. Profesyonel ajan provokatörlerin meslek icabı yaptıkları hariç, geriye kalanlar klinik açıdan yapay bozukluk hastalığı belirtileriyle bunların gerçek olduğuna inanıp, olmayan bir şeyden mağduriyet üretip ürettikleri mağduriyete dair ayrıcalık talep ediyorlar.
Geçen haftalarda internette bir etiket açılmıştı. Adına “Ak silahlanma” demişlerdi. İddiaya göre AK Partililer silahlanıyorlardı ve AK Partili olmayanların hayatı tehlikedeydi. Yabancı basında haberler çıkmaya başladı. İddiayı ortaya atan bir Fetullahçı. Fetullahçı ama Kemalist bir Fetullahçı. Ve bütün Fetullahçılar gibi anasının babasının koyduğu addan utanıp kod adı kullanan bir Fetullahçı. Bu Ahmet Kemal Aydoğdu adındaki Fetullahçı Kemalist, profesyonel ajan provokatör. Fakat ona inanıp buradan bir mağduriyet üretenler ise yapay bozukluk hastası oluyorlar işte. Olmayan bir hastalığı varmış gibi numara yapıp inleyenler. Üstelik bu hastalık numarası yapanlar, yıllar içinde Ahmet Kemal Aydoğdu ile irtibat kurupTwitter sitesinde onaylı kullanıcı olmak için yardım almış koyu Kemalist, koyu PKK’lı adamlar. Aynı anda hem Kemalistler’in hem de PKK’lıların teşekkür ettiği iğrenç bir halka kurmuşlar yani. Böyle yürüyor işler memlekette. Olmayan hastalıkların numarasını yapan muhalefet sürekli yalan belirtilerle demeç veriyor ve sonunda millet onları ciddiye almadığı zaman inandırıcı olmak için kendilerini kesiyorlar. Sonra devlet akan kana müdahale edincede Cumhurbaşkanı diktatör oluyor. Akıl almıyor değil mi? Almaz çünkü bu yaşananlar akıl hastalığı…