İnsaniyet; sefahet, rezalet ve fıtrata muhalefette artık son raddeye gelmiştir. Bu durum ise ya “kıyamet”i ya da bir “muslih” tarafından ıslah edilmeyi iktiza eder.
Peygamberimiz (s.a.v.) ihbarıyla, ıslahı gerçekleştirerek âlemde inkılap yapacak kişi veya kişilerin, Mehdi ve İsa Peygamber olduğunu haber veriyor…
Bu nokta-i nazar ve kaideden hareketle, “Acaba dünya tarihinde hangi asır, bu ‘Deccâliyyet’ asrı kadar bozulmuştur?” diye sormak gerekiyor kendimize…
KURTARICININ GELMESİ, ELZEM OLMUŞTUR
“Tarihin hangi devresi, bu kadar küfür ve sefahetle dolup taşmıştır?” Gibi bir soruyu cevaplamaya çalışırken, “Beşeriyetin hangi safhası, bu kadar ‘tevhîd’ akidesinden mahrum kalmıştır” diyerek, bir durum değerlendirmesi yapıyoruz.
Her aklıselim sahibi, hemen bir hads-i kat‘í ile hükmeder ki, şu asr-ı âhire ve sefîheye mutlaka bir kurtarıcının gelmesi elzem ve zarûrîdir.
ALLAH, VAADİNDEN DÖNMEZ!..
Evet, Hicr Suresi’nin 9. Ayet-i Kerimesi’nde “Kur’ân’ı kesinlikle Biz indirdik; elbette onu yine Biz koruyacağız…” beyanı ile de dîn-i İslam’ı kıyamete kadar muhafaza edeceğini taahhüd etmiştir.
Elbette o “Sâdıku’l-va‘d” olan Zât-ı zü’l-Celâl, bu vaad ve taahhüdünü yerine getirecek, İslam güneşi ile bid‘alar zulümâtını dağıtacak, yeryüzünde İslam dinini hâkim kılarak diğer bâtıl ve muharref dinleri ortadan kaldıracak, Müslümanları kafirlerin zulüm ve esaretinden kurtarmak suretiyle can, mal ve ırz cihetinden onlara emniyyet-i tâmme verecektir.
PEYGAMBER EFENDİMİZ (s.a.v.) ASIRLAR ÖNCE BİLDİRDİ
Yukarıdaki sözlerden anlaşılacağı üzere, taraf-ı İlahî’den bir kurtarıcı gelecektir ki; Peygamber (s.a.v.) bu konuyu şu şekilde haber veriyor:
“Nefsimi kudret elinde tutan Zât’a yemîn ederim ki; Meryem oğlu Îsâ’nın (a.s.) âdil bir hâkim olarak aranıza inmesi yaklaşmıştır. İnecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldırıp İslam’dan başka bir şeyi kabul etmeyecektir. Onun zamanında mal kimsenin kabul etmeyeceği kadar bollaşacak; bir tek secde, dünya ve dünyadaki bütün şeylerden daha hayırlı olacaktır.”
Hülasa: Hazret-i İsa ve Mehdi’nin (a.s.) gelmesi yaklaşmıştır. Zira mukteza-yı asır, bunu iktiza etmektedir…