Sadece ustaların değil, hemen her evin tamir kutusunda mutlaka bir İngiliz anahtarı vardır. Çok yönlü ve son derece kullanışlı olduğundan herkesin aklına ilk gelen alettir. Bir nevi asrın önemli icatlarından diyebiliriz. Tıpkı IŞİD gibi. IŞİD’de yüzyılımızın önemli projelerinden. Haritaların yeniden çizilmesinde engel teşkil eden ve sökülmesi gereken zorlu vidaların bir_ bir icabına bakan bir İngiliz anahtarı.
IŞİD, farklı isimler altında 2003 yılından beri Ortadoğu’da faaliyet yürütmeye çalışan silik, sıradan bir örgüttü. Suriye’de başlayan iç savaş ile birlikte 2013 yılının sonlarında adı duyulmaya başlanan bu yapı, 2014’ün haziranında bir anda 7 milyon nüfuslu Musul hinterlandını 48 saat içinde zapturapt altına aldı.
Kafa kesme ritüelleri sosyal medya’da son derece profesyonel ve etkili PR’la yayılmaya başladı. Farklı medya yöntemleri kullanılarak görülmemiş bir propaganda yapıldı. Katliamlar, pahallı prodüksiyonlarla bir Hollywood filmi düzeyinde tüm dünyanın gösterimine sunuldu.
Derken bir baktık IŞİD Erbil de, sonra Kobane de. O Kobane de öyle bir tiyatro oynandı ki, piyesin ana fikrinde Türkiye’nin hedefe konması vardı. Çünkü ABD kendi postallarının girmesini istemediği için ısrarla TSK’nin Suriye’ye müdahale etmesinde diretiyordu. Hükümet, hayır tek başımıza değil hep birlikte yapalım deyince, kendi Kürtleri ile burun buruna getirildi. İçerde ki Kürt siyaseti yani HDP’de bu oyunda başrole soyununca 6_7 ekim faciası yaşandı.
Ve nihayetinde IŞİD hem Musul ,hem de Rakka da varlığını sürdürüyor. Üstelik süper güçlerin her türlü cirit attığı topraklarda. Rusya IŞİD bahanesiyle geldi, ama onu değil Esad muhaliflerini katletti. Lazkiye üssünü ve limanları güvence altına aldı. Şimdi de ben gidiyorum diyor.
ABD IŞİD için geldim dedi hala kılını kıpırdatmış değil. Obama,benim askerim burada olmayacak ben başka paralı askerler ordusu kiraladım, işi şimdilik onlarla götüreceğim diyor. İngiltere si Fransa sı da burada, ara sıra Rakka’yı, Musul’u bombalıyorlar serde. Neredeyse bu örgütün ismi 5 aydır duyulmuyordu. Kimse pek konuşmuyordu. Ankara’yı, İstanbul’u, Suruc’u terörle kana buluyordu kimse umursamıyordu. Ta ki Belçika da ki felakete kadar. O terör saldırısından sonra Musul da IŞİD operasyonları başladı.
Aslında işin özü IŞİD sadece bir bahane. Yeniden dizayn da önemli bir işlev. Etkili silah. İngilizler Osmanlının yıkılışından sonra 1916 da, bu toprakların yeni sınırlarını cetvelle çizmeden önce mezhepleri, kavimleri, aşiretleri suni bahaneler ve olmayan düşmanlarla önce parçaladı, sonra o parçalardan yeni devlet ve devletçikler oluşturdu. İşte aynı senaryo bugünde tekerrür ediyor. Radikal İslamcı batı düşmanlarına, IŞİD de eklendi. Hem de en etkilisi olarak. En zor kapıları açan, vidaları söken bir İngiliz anahtarı olarak.