Halkların Demokratik Partisi, bölge genelinde geçici fırtınalara yol açan siyasi şartların gölgesinde Rusya’nın yanında yer almakla yetinmeyecek. Partinin bu tehlikeli tutumu, bölgedeki krizlerle bağlantılı olarak Türkiye’deki siyasi süreci tıkamak istediklerini göstermektedir. Bu gidişat, gelecek günlerde partinin siyaset tarzında esastan bir değişiklik olacağını işaret etmektedir.

HDP son duruşuyla Türkiye hükümetini destekleyen Avrupa’ya meydan okumak istemektedir. Bu tavrıyla HDP, şimdiye dek siyasi destek kılıfıyla kendisine arka çıkan bazı Avrupa ülkelerine ihtiyacı kalmadığı mesajını vermektedir. Nitekim HDP bundan böyle bütünüyle Rus şemsiyesi altına girmiş bulunmaktadır. HDP’nin bundan sonraki siyaseti, Esed ve yandaşlarının siyaseti gibi savaş odaklı olacaktır. Dolayısıyla, Suriye’de savaşı tırmandıran Rusya’nın yanında yer almayı tercih edecektir.

Kürt Partisi HDP’nin ortaya koymuş olduğu tavrın -liderinin açıklamalarına yansımayan- gerçek ve gizli sebeplerini bilmek icap ediyor. Çünkü, iki taraf arasında eşitlik zemininde ortak çıkarların korunması söz konusu değildir. Zira büyük devletler küçükleri kendilerine ortak kabul etmez. Bilakis, dünyanın bir çok yerinde görüldüğü üzere onları kendi çıkarları doğrultusunda kullanırlar.

Rusya’nın HDP’den beklentisi Türkiye’de siyaset alanını kilitlemek için partinin siyasi konumunu istismar etmektir. Rusya sonuna kadar bunu zorlayacaktır. Nihayetinde iş HDP’nin kırmızı çizgileri çiğnemesine, bu gerekçeyle kapatma talebiyle mahkemeye sevkedilmesine kadar tırmandırılacaktır. Bu da, siyasi istikrarın gelecek yıllarda da devam etmesi için Kürtlerin Meclis’te temsil edilmesini isteyen Türkiye hükümetinin istemediği bir netice doğuracaktır.

Suriye’nin kuzeyinde Kürtlere verdiği gizli destek yanında Araplara yönelik etnik temizlikte parmağı olduğu ve Türkiye’nin güney hududunda bir Kürt oluşumu için çabaladığı açığa çıktıktan sonra Amerika’nın doğrudan gelip Kürtleri silahlandırması gerçekten zor bir olay idi. Bu yüzden görevi doğal yörüngesinin dışında seyreden Rusya’ya verdi. Hepsi birden Suriye’deki çatışma ortamından yararlanmaya çalışmaktadır.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Liderlerin akdetmiş olduğu siyasi anlaşmalar ya halklarının kalkınmasına hizmet edecektir ya da helak olmasına. Bugün gözümüzün önünde cereyan eden olaylar göstermektedir ki; Suriye’de Kürtler de savaş girdabına çekilerek kanları heder edilmek istenmektedir. Büyük güçler siyasi çözüm söylemiyle bölgemizde bir Kürt devletinin kurulmasını zorlayabilir. Ne var ki bu söylem asırlardır bir arada yaşayan ve benzer fikirleri paylaşan milyonlarca Türkü, Arabı ve Kürdü karşı karşıya getirmekten başka bir netice vermeyecektir…