Bir ay önce Hamas’ı sivilleri sınıra göndermemeye çağırmış, 2011 yılında Suriye’nin Golan bölgesinde vuku bulan felaketin tekrarlanmaması konusunda kendilerini uyarmış, (Büyük Dönüş Yürüyüşü yüzünden) Filistin’de 2011’de yaşanan bölünmenin tekrar etmemesi için önlem alınmasını talep etmiştim. Bu konudaki yazımı Gazze’deki yürüyüşleri tertip edenlerden bazı şahıslara iletmiş ve onlara şunu demiştim: “Protestolarda sizinle birlikteyiz, ancak sınırlara yaklaşmamanız şartıyla! Sivillerin Gazze’deki insani krize çözüm bulmak için önerilerini dile getirebilecekleri ve gösteri düzenleyebilecekleri çok sayıda yerleriniz var.” Benim bu yaklaşımım yeni de değildi. 2009’dan beri yazılarımda ve konuşmalarımda Gazze’nin yalnızca ‘insani’ bir çözüm yolu olduğunu, politik çözümün oldukça karmaşık ve neredeyse imkânsız olduğunu söylüyorum.
Böyle konuşuyorum, çünkü biz kendi meselemizi Türk dostlarımızdan çok daha iyi biliyoruz. Bu sözüm Hamas’la olan yakınlığımızın sadece İslami bir hareket olmasından kaynaklanmaması gerektiği anlamına da gelmektedir. Dünyanın birçok ülkesinde İslami hareketlerin halklarının başına nasıl büyük felaketler açtıklarını gördük. Defalarca söylediğim üzere Türkiye’deki İslami hareket tecrübesi eşsiz bir örnektir. Çünkü Türkiye’deki İslamcılar, Necmettin Erbakan’ın okulunda genel kamuoyuna karşı sorumluluk duyma fikrini ve her zaman hukukun çatısı altında kalarak çalışma prensibini öğrendiler. Bu bağlamda İslamcıların İslamcı olmayanlarla Türkiye’deki siyasal hareket yöntemindeki uyumunu görmüş olduk. Tüm bunlar toplumdaki işbirliği ruhunu yansıtan göstergelerdir.
Gazze’de (Büyük Dönüş Yürüyüşü protestolarında) bugüne kadar 46 kişi öldü, 7000 kişi yaralandı. Tedavisi mümkün olmayan düzinelerce tehlikeli vakamız da var. Elbette, her cuma günü yeni bir trajedi hikâyemizin yazılmaya devam ettiğini de ilave etmeliyiz.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden bisiklet hediyesini alan genç bir sporcumuz uluslararası yarışmalara katılmaya hazırlanıyordu. Ancak katıldığı ‘Dönüş Yürüyüşü’nde ayağı yanında hayallerini de kaybetti. Yine ebeveyni ve çocukları görme engelli bir ailenin gören tek genci bu yürüyüşlere katıldı ve şehit düştü. Keza işitme engelli bir gencimiz de şehit düştü, çünkü o dikenli telleri geçmeye çalışırken kendisini neyin beklediğinin farkında değildi. Henüz 11 yaşındaki bir çocuğumuz o dikenli tellerin dibinde top oynamaya gitti ve ne yazık ki tek ayaklı olarak geri döndü! Bizim böyle nice gençlerimiz daha var!…
Gazze’de, hemen her Filistinlinin evinde kelimelerle anlatılamayacak böyle bir trajedi var. Bu sakatlanmalara ve acılara artık bir son vermek gerekir! Hep birlikte Hamas’a şu çağrıyı yapmalıyız: Sınıra daha fazla sivil göndermeyin, sivillere merhamet edin! Zira siviller, yanlış yerde ve yanlış zamanda politik bir söylem aracı olarak kullanılmamalıdır!
Türkiyeli dostlarımız!
Dün Hamas, Büyük Dönüş Yürüyüşleri’nden önce randevuları planlanan 4.000 hastanın ameliyatlarını askıya aldığını açıkladı. Bu kararı yürüyüşlerde kurşunla yaralanan binlerce insana hastanelerde yer açmak için aldı. Bunun yanı sıra yürüyüşlerin artarak devam edeceğini de açıkladı! Tedavi sırasını bekleyen binlerce eski hastanın çektiği acılara rağmen böyle bir karar alabildi.
Size sesleniyorum!… Lutfen Gazze’de akan kanı durdurun!…
Çeviri: Fethi Güngör