Geçen haftaki yazımı yazarken bir sonraki yazımın konusunu hal yasası için tasarlamıştım ki birkaç gün önce yeni hal yasasının hazırlıklarının başladığını hep birlikte basından gördük.

Hal yasasını yazmayı düşünmemin sebebi enflasyonla mücadelenin pazardan başlaması gerekliliğiydi. Çünkü her vatandaş pazarda satılan ürünle yüz yüze kalmakta ve tüketimin ana omurgasını da pazarlar oluşturmaktadır. Pazarlarda oluşan fiyatlarda enflasyon için en önemli veri olarak baz alınmalıdır.

1999 yılından beri mazot desteklemesi adı altında yapılan parasal desteklerin o yıllarda dönüm başına 20 TL civarında olduğunu biliyoruz. Fakat bu destek 2010 yılında 13 TL civarına düşmüş o günden beridir de hala aynı fiyat üzerinden devam etmektedir.

1999 yılında bugüne mazot fiyatlarındaki artışa baktığımızda bu desteğin tamamen eridiğine şahit oluruz. Burada yapılması gereken çiftçi için önemli bir maliyet kalemi olan mazot fiyatındaki artış oranında desteğin artırılması olmalıdır.

Ayrıca bu destekler ürün çeşitlerine göre değişiklik göstermektedir. Örneğin 2004 yılından bu yana yağlık ürünlerde (susam, haşhaş, mısır vb.) dönümüne 16 TL iken elma, şeftali, buğday, arpa vb. ürünlerde bu destek 11 TL olmuştur. Aradan geçen 14 yıllık süreçte ise hiç değişiklik olmamıştır. Tüm bu fiyatların hal yasası ile yeniden revize edilmesi çiftçilerimizin beklediği bir durumdur.

Pazarlarda ve marketlerde oluşan fiyatların son dönemde artış göstermesinin en önemli sebeplerinden birisi de ithal ürün girdisinin yüksek düzeyde artmasıdır.

2015 yılının ilk yarısında dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından şekerpancarı alımlarına yapılan zamdan sonra şekerpancarı alım fiyatları 0.22 TL olmuş sonraki dönemlerde ise hep aynı kalmıştır. Ama o dönemlerde mazot fiyatı 3. 90 TL iken bugünün mazot fiyatı 6.40 TL olmuştur.

Yani 2015 yılında çiftçi yaklaşık 18 kg şeker pancarı satarak 1 LT mazot alırken bugünlerde aynı çiftçi yaklaşık 29 kg şeker pancarı satarak 1 LT mazot alabilmektedir.

Böyle olduğu içinde artık sofralarımızda şeker pancarından üretilen şeker yerine ithal olarak aldığımız şeker kamışından üretilen şekerleri kullanmaktayız.

Bunların yanında çiftçinin üretimde kullandığı gübre 2015 yılında 80 TL iken bugünlerde aynı gübre için çiftçi 170 TL ödemektedir. Yeni Hal Yasası çiftçilerimizin bu sorunlarını da çözer nitelikte olursa hem çiftçi hem tüketici hem de Türkiye kazanır aksi durumda ise bütün taraflar kaybeder.

Yeni yasa ile tarladan alındıktan sonra ürünlerin üzerine koyulan fahiş kârlar ortadan kaldırılmalıdır. Bu noktada üretici ile tüketici direkt hiçbir aracının olmadığı yeni ve modern pazarlarda alışverişini yapabilmelidir. Burada lojistikle ilgili belediyelerde üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir.

Tarlada 1.20 TL olan elma pazarlarda ve marketlerde 4.00-5. 00 TL arasında, 4.50 TL olan ay çekirdeği 11.00-12. 00 TL arasında, 1.00 TL olan domates ise 4.50 TL civarında satılmaktadır.

Çiftçinin girdi maliyetlerinin yükselmesi neticesinde çiftçi kâr edememekte, yüksek satış fiyatlarıyla da tüketicinin ödemek zorunda kaldığı fatura her geçen gün artış göstermektedir.

Ürünlerin alış ve satış fiyatlarındaki farklılığı oluşturan tüm etmenler belirlenerek yeni yasa ile bu etmenlerin etkileri minimize edilerek enflasyonla mücadelede hızlı bir şekilde yol alınmalıdır.