Allah nelere kadir!
Yapılan onca icraatı yıllardır görmezden gelenler, bugün çok farklı noktalardan imtihan oluyorlar…
Neden mi?
Çok basit aslında… Kendilerini düştükleri zelil durumdan kurtarmak için…
Bu duruma iki tane örnek vereceğim…
Bunlardan bir tanesi Kılıçdaroğlu’nun Tank Palet Fabrikası iddiaları…
Bu, son dönemlerde terör örgütleriyle giriştikleri, açık simbiyotik ilişkiler sebebiyle gelen tepkileri bertaraf etmek için, “En iyi milliyetçi, vatanperver biziz” çabasından başka bir şeydeğil aslında…
“Şehitlerimize saygılıyız” ifadeleri de sahadaki uygulamalarla hiç örtüşmüyor…
Bu noktada bahsetmek istediğim şey şu: Bugüne kadar iktidarın savunma sanayi ile ilgili yaptığı devasa atılımlar konusunda tek cümle sarf etmeyenler, bugün Fırtına obüsleri için methiyeler diziyorlar; “Şöyle mükemmel, böyle acayip” diyerek…
Keşke bu itirafı, kendilerini düştükleri kuyudan çıkarmak için kullandıkları bir araca dönüştürmek için yapmasalardı… O zaman çok daha inandırıcı olur ve kendileri için çok daha büyük bir takdir kaynağına dönüşebilirdi…
Her şeye rağmen takdir etmeleri güzel; fakat kaderin garip bir cilvesi olarak…
Başka bir örnek de İBB Başkanı’nın AKOM ile ilgili itirafıdır…
Hem kendi iddialarını çürütmesi hem de “davet” polemiğinden kendisini haklı çıkarmak çabası için son derece kritik bir örnek…
“Bugün depreme en hazırlıklı olan yer AKOM’dur.” İBB Başkanı’nın bu itirafı da keşke kendisini kurtarma çabasıyla değil de gönülden olsaydı…
Bir hakkın teslimi noktasında AK Parti belediyeciliğinin bir başarısı olarak değerlendirilebilseydi…
Hakikat satır aralarına sıkıştırıldığında bir iyi niyet göstergesi oluşturmadığı gibi, inandırıcı da olamıyor…
Bir önceki iktidarın icraatlarıyla yüzleşmek, sadece sorunlar üzerinden olamaz. Güzelliklerin de takdir edilmesi gerekir; inandırıcı olabilmenin önemli bir koşulu olarak…
Bana göre bu itirafların sahipleri buradan bir ibret vesikası oluşturmalı ve yapılan güzelliklerin hakkını önceden teslim etmeli…
Zira hakikat kendisini bir şekilde itiraf ettiriyor…
Hem de muhatabını mahcup ederek; tabi hâlâ dokunabileceği bir vicdan varsa…