Sahi ne farkları var ki? Yıllarca Esed, İran parası ve Rusların ağır silahlarıyla halkını öldürdü, milyonlarca insanın yaşamını kararttı. Hem de gözünü kırpmadan, hiçbir vicdan, insaf, merhamet emaresi göstermeksizin her gün daha fazla yıktı, yaktı, yok etti. Güçten düşmeye başladığı her durumda İran ve Hızbul Nasr katilleri imani bir duyarlılıkla yanlarına koştu ve kesintisiz katliam sürecinin devamını sağladılar. Devrimciler büyük bir kahramanlık destanıyla onların da hakkından gelmeye başlayınca bu kez kanlı düzenlerinin devamını sağlamak üzere ağababaları Rusya’yı bizatihi Suriye halkının katliamına devam edilebilmesi için görev başına davet ettiler.
Rusya ve İran işin en başından beri Esed’in katliamlarının planlayıcıları durumundadırlar, Suriye halkı cinayetinin suç ortaklarıdırlar. Eğer Esed’in hesap vermesi gerekiyorsa Hamaney ve Putin’in de vermesi gerekiyor. Bu kan ve yıkım deryasının baş mimarlığında aralarında hiçbir fark yoktur. 1978 yılında tıpkı Babrak Karmal’ın iktidarda kalabilmek için Rusları güya o günlerde sosyalist gerekçelerle ülkesini işgale davet etmesi gibi, bugün de Esed ve Hamaney ne idüğü belir-li-siz nedenlerle bu kendileri gibi imansız ve ahlâksız gücü Suriye’ye sokmaktan çekinmemişlerdir. Tarihi boyu sıcak denizlere inmek için fırsat gözleyen yayılmacı ve müfsid Rusya’nın bölgede kalıcı olabileceğini ihtimalinden hiç de çekinmeksizin üstelik.
Malum, Rusya’nın Akdeniz’deki tek askeri üssü Lazikiye’nin hemen doğusunda bulunan Tartus bölgesindedir ve başından beri insanlık dışı katliamlara imza atan Esed rejimini desteklemesinin temel nedeni, işte bu üssü kaybetmemek istemesidir. Esed rejiminin içine düştüğü acziyetin farkında olan Rusya, şimdi Suriye’ye rejimin kurtarıcısı sıfatıyla girmişlerdir ve şayet kısa zamanda engellenmezlerse, orta vadede bölgeye çökme planları yapmaktadırlar.
Tam anlamıyla bir mafya mantalitesiyle yürür tüm işler eski zamanlar KGB artığı Putin Rusya’sında. Biri çaresizdir, senden yardım diler, kurtarırsın ama bunun bir bedeli olacaktır. Kurtardığında tüm varlığının üzerine çökersin, nasıl olsa sana itiraz edebilecek gücü de yoktur. Onların mafya anlayışlarının Don Carleone ailesinin delikanlı duruşlarına benzer bir yanı yoktur. Ellerinde güç varsa azgın sırtlanlara dönüşürler, değilse elinde güç olana tetikçilik ederler ve ellerinde güç olduğunda diğerlerinin kendilerine köpeklik etmesini beklerler, tıpkı kendilerinin yaptıkları gibi..
Suriye’de şayet devrimcileri yok edebilirlerse, ilk ezecekleri grup Esed ve yandaşları olacaktır, kesin, net. Esed şu an o kadar çaresiz ki, bunu bile bile sırf iktidarını birkaç gün daha uzatabilmek için bu riski göze alabiliyor. Esed şu an o kadar çaresiz ki, giderayak Ruslar Türkiye ile dalaşsın da ben biraz daha yaşayayım modunda.
Ama bu çok sürmeyecek, bu bölgede daha fazla kalıp aşağılık katliamlarına daha fazla devam edemeyecekler. IŞİD’leriyle, Hızbulnasr’larıyla, şebbihalarıyla, mezhepçlikleriyle, tüm azgınlıklarıyla yok olmaya mahkumlar, tabii ki votkasız ve Nataşasız yaşayamayan Ruslarıyla birlikte.
Babrak Karmal’ın başına gelen Esed’in de başına gelecek bu çok açık da, dileğimiz Suriye ve kendi halkları üzerine bir kabus gibi çöken katil Hamaney ve Putin’in de aynı akibetle ceazlandırılmaları…
Selam ve dua ile….