İlişkilerimizin tarihî kökeni

Güney Afrika ile ilişkimiz, Osmanlı’nın Islahat Fermanı’nı ilan ettiği yıllara rastlıyor…

Portekizlilerin keşfiyle dünya tarihi gündemine giren Güney Afrika, daha sonra Hollanda ve İngilizlerin sömürgesi altında yaşadı uzun bir müddet. Avrupa gemilerinin Hindistan’a uzanan bu yolu keşfetmesi kadar Osmanlı’yı ekonomik olarak etkileyen daha büyük olay, İspanya tarafından Amerika’dan getirilerek piyasaya sokulan altın ve gümüş olmuştur. Her iki olay da Osmanlı’nın bir daha asla belini doğrultamayacağı sorunlar yumağı olarak okunabilir.

Ancak bu olaylara, karşı bir hamle olarak da Yavuz Mısır’ı, Kanuni ise Irak’ı fethedecektir. 1538 yılından itibaren Osmanlı Donanmaları, bu bölgeyi boş bırakmak istemeyecekler, Hadım Süleyman Paşa, Özdemir Paşa, Piri Reis, Koca Murat Reis ve Seydi Ali Reis’ler sayesinde Yemen, Sudan, Eritre ve Hürmüz Adası gibi stratejik bölgeler fethedilecektir.

Bu yüzyılın en hüzün verici olayı ise; dünyaca övündüğümüz ve Hürmüz adasını ele geçiren Piri Reis’in Portekizlilere karşı gerekli ve nihayete erdirici deniz savunmasını yapmadığı gerekçesiyle Mısır’a döndüğünde idam edilmesidir.

Güney Afrika’da Osmanlı’dan önce Müslüman olarak ilk bulunanlar Cava halkıdır ve tarih 1770 gibi geç bir zamana işaret ediyor. Halkın bir kısmının giderek İslam’ı seçmesiyle bölge Müslümanlaşıyor. 1856’da İngiltere Krallığı’na bağlanan Güney Afrika’daki Müslümanlar arasında baş gösteren mezhep çatışmaları dolayısıyla İngiliz Kralı’nın yardım çağrısına Osmanlı’dan olumlu cevap verilir. Ebubekir Efendi ve öğrencisi Ömer Lütfi, Liverpool’dan 44 günlük uzun bir gemi yolculuğu sonrasında 17 Ocak 1863’te Cape Town’a varırlar.

O gün başlayan hikâyenin devamını maalesef getiremedik. Ancak tarih, önümüze tekrar bir büyük fırsat çıkardı. O fırsat ise, 3 Ağustos 2016’da yapılacak seçimlere katılan Al Shura Partisi’nin Türk lideri Mehmet Vefa Dağ. Ticaret ile meşgul olan Dağ, daha önce Cape Town Ticaret Odası’nın ilk 100’üne bile girmiş, öncü ve müteşebbis özellikleri ön planda olan bir siyasetçi.

Türkiye’nin Mısır ile kesilen ticari ilişkilerinin yerine Güney Afrika’nın girmesi için iyi bir zamanlama olduğunu düşünüyorum. Vefa Dağ’a verilecek destek, Türkiye’nin Afrika’dan kaybettiği bir ülke yerine Güney Afrika ile ilişkimizi hem siyasi, hem de ticari yönden geliştirebilir. Güney Afrika’nın, Afrika’dan ithalatımızdaki ikincil sırası da buna imkân veriyor doğrusu.

Son 5 yılda Afrika ile ticaretimiz

Son 5 yılda Afrika ile dış ticaret hacmimiz 20 milyar dolar ile %40’ı aşmış durumda. Bunun %70’i ihracata, %30’u ise ithalata dayanıyor. 2015 yılındaki verilere göre Afrika’da ihracat yaptığımız ilk beş ülke Mısır, Cezayir, Libya, Fas ve Tunus. Mısır’ın oluşturduğu boşluk nedeniyle Güney Afrika’yı seçmek için bütün bahaneler elde fazlasıyla bulunuyor.

Pakistan kökenli Müslüman Sadık Han’ın Londra’ya belediye başkanı seçilmesinin sadece Pakistan’a değil, tüm İslam dünyası için bir Ramazan esintisi yaşattığını kimse inkâr edemez. Küçük Londra olarak da bilinen Cape Town’daki seçimlerini ve Dağ’ın girişimini fırsata çevirmek için bundan daha iyi bir zamanlama olamaz sanırım.

Bu imkân kaçmasın diye uykularını kaçıracak, Sarı Saltuk gibi yeni Alperenlere ihtiyaç duyuyor doğrusu İslam Dünyası.