Güney Afrika’nın üç başkentinden biri olan Cape Town’da yakında yerel hükümet seçimleri yapılacak. 3 Ağustos 2016 tarihinde yapılacak seçimlere 37 parti, başkent için adaylarını açıkladı. Adaylardan biri de Mehmet Vefa Dağ. Hem Türkiye vatandaşı hem de Güney Afrika vatandaşı olan Dağ, Al Shura Partisi lideri. Daha önce National Parti’nin üst düzey yöneticilerinden biri iken, geçtiğimiz Nisan ayında kendisinin kurduğu ve genel başkanı olduğu Al Shura Partisi ile seçimlere gidiyor. Şu an için ilk beş parti arasında yerini alan Dağ’ın partisi, üç buçuk milyonluk Cape Town’da tüm kesimlerin oyuna talip.

Başkentin yaklaşık %40’a yakını Müslüman, yine bir o kadarı Hıristiyan, geri kalanı da diğer dinler ve ateistlerden oluşuyor. Şehir için dikkate alınabilecek bir başka çarpıcı bulgu ise nüfusun  %30’unun Beyaz, %34’ünün melez ve geri kalan %36’sının da siyahi olması. Bu arada ülkenin 11 resmi dili bulunmakta.

55 milyonluk Güney Afrika’nın ikinci büyük şehri olan Cape Town, ülkenin yasamasının bulunduğu başkent olma özelliğini de taşıyor. Hatırlanacağı üzere ülkenin yargısı ve yürütmesi, sırayla Bloemfontein ve Pretoria gibi ayrı ayrı başkentlerde bulunuyor. Kabul etmek gerekir ki yönetimi, Bosna-Hersek gibi anlaşılmaz ve içinden çıkılmaz bir durumda değil. Kıtanın ve ülkenin tam güneybatı ucunda yer alan şehir Afrika, Hollanda ve İngiltere’nin bir sentezi görünümünde.

Şehir tarihinde ilk defa bir Türk’ün, kendi kurduğu partisiyle yerel hükümet seçimlerine gidiyor olması, birkaç yüz nüfusa sahip Türkler için ilginç ve heyecanlı olsa gerek. Dağ, her renkten ve her din/inanç gurubundan insana ulaşmak için partisini seferber etmiş durumda.

Dağ’ın, seçimler için gösterdiği olağanüstü gayreti, Afrika Açılımı sloganıyla atağa geçen Türkiye’de henüz yeterli bir yankı bulabilmiş değil. Açılım, kıtanın bu tür yerel dinamiklerini görüp onlara vereceği belki çok küçük desteklerle, ikili ilişkilerin umulmadık büyük yollar almasına vesile olabilir. Hatırlanacağı üzere hükümetin Afrika’ya açılımı yeni değil. Ancak açılım, AK Parti hükümetlerinde gündeme vurgulu bir şekilde gelmişti.

Türkiye’de siyaseten oluşan ilginin, ayaklarını ne kadar sağlam zemine bastığını dış ticaret rakamlarından anlayabiliriz. Çünkü ülke siyasetleri veya uluslararası ilişkiler, ekonomi ile beraber yürütüldüğü ve birlikte ele alındığı müddetçe bir imkân olarak varlık gösterebilir.

Türkiye siyasetine haddinden fazla odaklanmanın sebep olduğu veya olacağı hasarlar için hasar tespit raporunun çıkmasını beklemeye gerek kalmadan, yaklaşık 1,5 ay sonra Cape Town’da yapılacak seçimlere ve Mehmet Vefa Dağ’ın partisine odaklanmak, sanırım hem ekonomistler hem de siyaset uzmanları için keyifli bir süreç ve kazanım olacaktır.