Yirmi beş milyona yakın öğrenci nüfusuna sahip olan Türkiye, bu özelliği ile hem fırsatları hem de problemleri bünyesinde barındırmaktadır. Ülkemiz genç nüfusa sahip bir ülkedir. Genç; güç, enerji, heyecan, dinamizm, motivasyon, hayal, aşk, hareketlilik demektir. Gençlerin, ülkenin geleceği olduğu asla unutulmamalıdır. Bir genç ülkesine, kültürüne, tarihine, medeniyetine, anne ve babasına güvenmeli, bu değerleriyle övünmeli ve bu değerleri zirvelere taşımanın hayaliyle dolu olmalıdır.
Gençler her şeyden önce gelecek kaygısı, geçim endişesi taşımamalıdır. Ülkenin sistemi gençlere aydınlık yarınlar vadetmelidir. Türkiye bu anlamda çeşitli çelişkiler yaşamaktadır. Gençlerin bir kısmı geleceklerini yurt dışında aramaktadırlar. Devlet memuru olmak için yıllarca KPSS eziyeti yaşayan gençlerde umutsuzluk ve güven problemi oluşmaya başlıyor.
MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ
Türk eğitim sistemi, öğrencileri yeteneklerine göre yönlendirmeyi bir türlü başaramadı. Öğrencilerin lise seçimleri yetenek ve isteklerine göre değil, aldıkları sınav puanına göre şekillenmektedir. Avukat olmak isteyen bir öğrenci, LGS’de yüzde 1’lik dilime girdiyse sosyal bilimler lisesine asla gitmiyor ve fen liselerinin yolunu tutuyor.
Meslek liselerine kaydolma bir tercih değil zorunluluktur Türkiye’de. Sanki akademik liselere yerleşemeyenler, meslek liselerine yerleştiriliyorlar. Gençlerin mutsuzluklarının temelinde gelecek kaygısı yatıyorsa bu kaygının temelinde de lise yıllarından itibaren bilinçsiz tercihler ve yanlış yönlendirmeler yatmaktadır. Türkiye’nin mühendis kadar ara elemana ihtiyacı var. Ara eleman grubunun maddi olarak daha yeterli ve iş olanakları bakımından daha şanslı olduğu bir gerçek.
Mühendislik fakültelerine meslek liselerinden geçiş yapılmalıdır. Meslek liselerinin ortaokul kısımları mutlaka açılmalıdır. Öğrencilerimize lise yıllarında girişimcilik dersleri verilmelidir. Devlet memuru olmak, bir tutku olmamalı bu ülkede. Ticaret ve özel teşebbüs mantığı, gençlerin öncelikleri arasına girmelidir.
YAPISAL ÖNLEMLER VE MOTİVASYON
25 milyon öğrencisi olan bir ülkeden bahsediyoruz. Her ilinde üniversitesi olan, 208 üniversitesi olan bir ülkeden bahsediyoruz. Bu denli genç nüfusa sahip bir ülkeyseniz yapısal önlemler almanız ve bu kitleyi iş hayatına dengeli bir şekilde dağıtmanız gerekmektedir.
Her şeyden önce kamu imkânlarını ve kamu kadrolarını adalet duygusunu zedelemeden herkesin adil bir şekilde ulaşacağı yapılara dönüştürmeniz gerekmektedir. Gençlerin ihtiyaca göre yönlendirmeleri yapılmalı, yeni iş sahaları oluşturulmalı ve çağın gereklerine göre planlamalar yapılmalıdır.
Mesela her üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı bölümü olmamalı. Bu bölüm, hem eğitim fakültelerinde hem de edebiyat fakültelerinde öğrenci yetiştirmektedir. Aynı zamanda açık öğretim fakültesinde binlerce öğrenci edebiyat bölümünü bitirmektedir. Her yıl ortalama 750-1000 civarında edebiyat öğretmeni ataması yapılmaktadır. Geriye kalan binlerce mezun, hayallerini ve umutlarını kaybetmiş bir vaziyette atanacağı yılı beklemektedir. Hâlbuki ihtiyaca göre bir planlama ile burada oluşan yığılma önlenebilir.
YKS sonuçları açıklanıyor. Tercih süreci, milyonlarca gencin hayatına şekil verecek. Hem öğrencilere, hem velilere önerim; yığılmanın olduğu bölümler yerine iki yıllık da olsa iş imkânının daha fazla olduğu bölümler tercih edin.