Twitter’daki bir mesajında (Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkan Yardımcısı) Dr. Musa Ebu Merzuk, birkaç Filistinli gazeteci ile işadamı tarafından önerilen ve Gazze sınırına doğru on binlerce Filistinli’nin yürüyüşler düzenlemesini amaçlayan Büyük Dönüş Hareketi fikrine destek verdi. Bu yürüyüşlerin amacı ‘işgal altındaki Filistin’e geri dönüşün barışçıl bir yolu’nu denemek ve Gazze’de ziyadesiyle kötüleşen insani duruma dikkat çekmektir.

Barışçıl yürüyüşlerin hikâyesi Suriye krizinin en yoğun olduğu 2011 yılında başladı. Bir gün Suriye güvenlik güçleri sınırı Filistinli mültecilere açtı ve işgal altındaki Golan’daki sınır şeridine binlerce genci gönderdi. Oysa bölge 1967’den beri oraya hiç girmemiş Suriyeli çiftçilere bile tamamen kapalıydı.

Suriye rejimi bu oyunla kendisini Filistin davasının savunucusu olarak göstermek istemişti. Oysa asıl maksat, gösterilerin hemen tüm Suriye şehirlerine yayıldığı bir dönemde silahlı çatışmaların başlamasından hemen önce bu gençlerin uzaklaştırılmasını sağlamaktı.

Hamas, geçtiğimiz yıl Gazze’de Filistinli sivillerin cuma günleri sınıra yürümesini ve orada gösteriler düzenlemesini desteklemişti. Bu gösteriler birkaç Filistinli gencin ölümüne ve onlarca kişinin yaralanmasına neden olmuştu. Oysa Hamas, Gazze şehrinde büyük bir duyuruyla desteklediği bu fikir sayesinde uluslararası topluma baskı uygulayacağını düşünmüştü.

Ancak, bilmemiz gereken bir husus var: Gazze ile Batı Şeria arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Batı Şeria bütünüyle işgal altındadır. İsrail’in karakolları halkın ortasındadır ve toplumla iç içe geçmiş durumdadır. Bu yüzden İsrail askerleri ile Filistinliler arasında günlük ve haftalık çatışmalara rastlamak olağan bir durumdur.

Gazze Şeridi’nde ise durum farklıdır. Bölge işgal altındaki Golan’a benzemektedir. Esasen Hamas ile Mısır arasında sivillerin sınırına yaklaşmaması konusunda mutabakat bulunmaktadır. Çünkü İsrail sınıra yaklaşana mutlaka ateş etmektedir.

Bu nedenle, şimdi söz konusu edilen yürüyüşlerin siviller için felakete neden olacağını ve bundan siyasi bir başarı da elde edilemeyeceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda Gazze krizinin çözümüne katkıda bulunmak ve burada yeni bir savaşı önlemek maksadıyla birtakım öneriler sıralıyoruz:

Türkiye ve İsrail ile ilişkileri iyi olan Arap devletlerinin kontrolü altında Hamas’ın silah bırakmasının sağlanması.

Bu devletlerin, İsrail’in Gazze’ye yönelik herhangi bir askerî müdahalesini önlemek için gerekeni yapmayı taahhüt etmesi ve kontrol noktaları oluşturması.Gazze hastanelerinin insani yardım örgütlerinin gözetimine verilmesi ve binlerce hastayı kurtarmak için gereken acil ilaçların dışarıdan tedarik edilmesi.Gazze’nin idaresinin tam yetkiyle Mutabakat Hükümeti’ne devredilmesi.Türkiye’nin Gazze Şeridi’ne ve Batı Yakası’na büyük insani yardımlar sağlayan ülkelerle birlikte siyasi müzakere sürecine katılması. Zira Türkiye Gazze kesimine büyük çaplı insani yardımlar ulaştırmaktadır.

Bu adımlardan sonra, Birleşmiş Milletler kanunlarına uygun olarak üzerinde anlaşmaya varılan Filistin topraklarının güvenliğini sağlamak için Oslo anlaşmasına alternatif yeni bir siyasi anlaşmaya geçilmesi.Son olarak, Mescid-i Aksa’yı kurtarıp bir buçuk milyar Müslüman’a geri vermenin Gazze’den beklenmemesi… Yeter!

Çeviri: Fethi Güngör