Ligde son iki maçını kazandıktan sonra, -Alanya’nın da puan kaybıyla- Kayseri’de liderlik için sahadaydı Fenerbahçe. Bu sezon daha şimdiden 3. teknik adamıyla yoluna devam eden, lig sonuncusu Kayserispor karşısında kağıt üstünde ağır favoriydi Ersun Yanal’ın öğrencileri. Aslına bakılırsa bu görüntü maçın ilk yarısında sahaya da net bir biçimde yansıdı.İlk düdükle birlikte topu kontrolüne alan Fenerbahçe, oyunun büyük bölümünü rakibinin 18’i önünde oynadı. Hızlı kanat adamlarına güvenerek kontratak futbolunu tercih eden ve geriye yaslanan Kayseri karşısında Fenerbahçe her şeye rağmen skor üretebileceği 3 net pozisyon yakaladı. Özellikle ilk yarının son bölümünde Rodrigues’in sağdan getirip topu içerideki Muriç’e çeviremediği atak, maçın kırılma anı olmaya namzetti. Futbolun kağıt üstünde kazanılmadığı gerçeği ikinci yarıda bir kez daha ispatlandı. Kayseri’nin Umut’la bulduğu gol sadece skor üstünlüğünü değil psikolojik üstünlüğü de ev sahibi ekibin lehine değiştirdi.
Futbolun kağıt üstünde kazanılmadığı gerçeği ikinci yarıda bir kez daha ispatlandı. Kayseri’nin Umut’la bulduğu gol sadece skor üstünlüğünü değil psikolojik üstünlüğü de ev sahibi ekibin lehine değiştirdi.
Fenerbahçe’nin bu sezonki en önemli sıkıntılarından biri de geriye düştüğünde yaşadığı stres yönetimi sorunu. Birkaç hafta önceki Antalya maçında da olduğu gibi elinde maçı çevirebilecek çok uzun süre olmasına rağmen gereksiz bir telaşa düşen Sarı-Lacivertli ekip bu yüzden ataklarının çoğunu yanlış pas tercihleriyle heba etti. Sonuç, kaçan bir 3 puan daha. Öte yandan maçın hakemi Arda Kardeşler oyunun genelinde Kayserispor’un sert oyununa müsaade ederek Fenerbahçe’ye deplasman takımı olduğunu fazlasıyla hissettirdi. Bunun yanında, bu sezon benzerlerine çok kez penaltı çalınan Kayseri ceza sahasındaki iki elle oynama pozisyonunda VAR hakemlerinin devreye girmemesi, kafalarda soru işaretleri bıraktı.