Kavganın, gürültünün, şaibe suçlamalarının -çok uzun yıllardır- hiç eksik olmadığı Türk futbolu için Video Yardım Hakem uygulaması, yani kısa adıyla VAR’a can simidi gözüyle bakmıştık.
Öyle ya, maçların her anını 3-4 uzman hakem tarafından, 8-10 kamera ve bir o kadar monitörle denetlendiği, teoride mükemmel bir sistem getirilmişti; futbolda adaletin tesis edilmesi için bundan daha iyi ne olabilirdi ki?
Ama öyle mi oldu, hayır!
Gelinen noktada futbol ortamında yaşanan kaosun büyüklüğü, eskiyi bile mumla aratır oldu.
Çünkü sistemler ne kadar nitelikli olurlarsa olsunlar, sistemin uygulayıcıları niteliksizse müspet sonuç olmanız mümkün olmuyor.
Yanlış anlaşılmasın, dün gece oynanan Göztepe-Fenerbahçe özelinde söylemiyorum bunları? Çünkü belki de bu sezon VAR kararlarının en doğru verildiği maçtı benim gözümde.
Müsabakanın en tartışılan pozisyonuna bakalım; Altay’ın kurtardığı ve Fenerbahçe’nin devamında bulduğu golün iptal edildiği penaltıya.
Fenerbahçe’nin golünün iptali ve penaltının tekrarına hükmeden VAR odası, dün gece sahada sadece izleyici olarak yer alan orta ve yan hakemlerin de kurtarıcısı oldu kuşkusuz.
Ancak bu noktada akla şu sorular silsilesi geliyor:
Madem dünkü penaltı atışı tekrar edildi, sadece 1 hafta önce Fenerbahçe’nin Yeni Malatya deplasmanında Emre ile kaçırdığı penaltıyı hatırlayalım. Kalecinin en az 1 metre öne çıkarak kurtardığı o pozisyonu izleyen VAR hakemleri, neden maça müdahale edip atışı tekrar ettirmediler sizce?
Emre başta olmak üzere hiçbir Fenerbahçeli futbolcu atışa itiraz etmedi diye mi?
VAR, oyuncuların yaptığı itirazlara göre mi devreye giren bir sistem?
Fenerbahçe, geçen hafta Malatya’da bıraktığı 2 puanla şampiyonluğu kaybederse bunun hesabını kim verecek?
Sadece Fenerbahçe özelinde de konuşmuyorum; VAR kararlarının standartsızlığı yüzünden mağdur olan takımların kaybettiği puanların faturası kime yazılacak?
Acaba bu sistemi uygulayanlar arasında VAR kararlarının bu kadar standartsız olduğu başka bir lig var mıdır?
Peki bu soruların yanıtlarını hangi merci verecek?
Maalesef Federasyon başta olmak üzere Türk futbolunu yöneten tüm kurum ve kurullar günü kurtarmaya çalışmaktan öteye gidemiyor. Böyle oldukça da futbolu konuşmaktan çok, hakemleri konuşmaya devam ediyoruz; ve görünen o ki etmeye de devam edeceğiz.
Yine de maça dönecek olursak…
Kendisi için kötü giden son birkaç haftada Fenerbahçe’nin en büyük problemi, ileri uçta oyunu çözecek futbolcularının eksikliği olmuştu. Kruse’nin dönüşünün de Fenerbahçe’nin bu problemine çözüm getirmediğini gördük.
Fenerbahçe belki de bu sezon, -topa sahip olmada- ligin en üst sıralarında yer alıyor ancak topu rakip ceza sahasına taşımakta da bir o kadar sıkıntı çekiyor.
Kalite anlamında vasatı aşamayan kanat oyuncuları da ekstra performanslar sergilemezse Fenerbahçe’nin duran top dışında gol bulmak için çok fazla silahı kalmıyor.
Ersun Yanal’ın takımını sürekli önde oynatma çabası da ağır oyunculardan kurulu savunmanın çok pozisyon vermesine ve takımın çok gol yemesine neden oluyor.
Görünen o ki, devre arasında çok ekstra transfer hamleleri de gelmezse, Fenerbahçe için sezon böyle, bir ileri iki geri devam edecek.
Bu oyuncu kalitesi ve bu kadar puan kaybıyla gelecek şampiyonluk da mucize ile eşdeğer olur.
