İstismar çeşitlerini hepiniz duymuşsunuzdur; fiziksel istismar, ekonomik istismar, cinsel istismar, eğitimde istismar… Unutulan ama günümüzde en çok yapılan istismar türünden bahsedeceğim size. Duygusal istismar!

Fark edilmesi güç olan ve modern zamanın gelmesiyle birlikte her insanın muhakkak yaşadığı istismar türü olarak karşımıza çıkıveriyor duygusal istismar. Sinsi, üstü örtülü ve acı verici bir şekilde yapılan bu istismar türü yaş, cinsiyet, milliyet ayırt etmeksizin herkes tarafından deneyimlenebiliyor.

Duygusal istismar, aile hayatında, iş hayatında, sosyal hayatta insanların karşılarına çıkabiliyor. Bu istismar sürecinde süreç aynen şu şekilde işliyor: İş hayatında veya sosyal hayatta duygusal istismarcı, kendine bir hedef seçip onun üzerinde çeşitli davranışlarda bulunuyor. Seçtiği kişinin kimlik duygusunu, kendine saygısını ve başkalarının gözündeki itibarını düşürmeyi amaçlıyor. Kişi sistemli olarak aşağılanıyor, hakkında dedikodular çıkartılıyor, daha sonra bu dedikoduların kurban tarafından çıkartıldığı iddia edilip kendini masum rolünde gösteriyor. Kişinin katılması gereken ortak faaliyetler, toplantılar bildirilmiyor, katılacağı etkinlikler engelleniyor.

Seçilen kurban genel olarak sürekli eleştirilip hiçbir işi doğru yapmıyormuş gibi gösteriliyor. İstismarcı, kurbanı kontrol altına almaya çalışıyor. Sürekli onunla uğraşıp adını damgalamaya çalışıyor. Kurban da uzun süreli duygusal istismara maruz kaldığı için gün geçtikçe tepkilerini kontrol etmekte zorlanmaya başlıyor ve bu da istismarcının kurbanı diğerlerinin gözünde sorunlu olarak gösterme eğilimine zemin hazırlıyor.

Aile hayatında ise eşler arasında, ebeveyn ve çocuk arasında yahut akrabalar arasında bu tarz olaylar yaşanabiliyor. Eşlerin birbirlerini nazarında mahremiyet algısına dikkat etmemesi, aile ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerine karışmaları, birbirlerinin dış görünüşleri hakkında eleştirilerde bulunmaları, izinsiz telefonlarını yahut sosyal medya hesaplarını karıştırmaları duygusal istismar olarak karşımıza çıkıyor.

Ebeveynlerin çocuklarının sevdiği arkadaşlarına çok sık karışmaları, ebeveynlerin kafalarında çizdiği çocuk modeli dışında hareket ettiğinde onu sevgiden uzak bırakmaları ya da küçükken ‘yemezsen arkandan ağlar’ gibi sözleri, çocuğun şiddet içerikli davranışlarının desteklenmesi, yalnız bırakmaları, polisten iğneden vb. olgulardan korkutmaları, lakap takmaları gibi durumlar duygusal istismar olarak adlandırılabiliyor.

Bu duygusal istismar kişide, yıpranma, tükenme, depresyon ile birlikte kas ağrıları, mide ağrıları, baş ağrıları vs gibi fiziksel rahatsızları da gün yüzüne çıkarabiliyor.

Böyle durumlarla karşı karşıya kalan kişilere naçizane tavsiyemiz, istismarcıyla ilişkinin kesilmesidir. Olmuyorsa kendisini kesinlikle çevresine ispatlama gibi bir çaba içine girmemesi, insanları kendine inandırmaya uğraşmamasıdır.

Kendi içsel motivasyonunu bir şekilde korumaya çalışmalı, bunla yaşamayabilmeyi, içinde tutmayıp güvenebildiği arkadaşlarıyla problemlerini yüzeysel paylaşmasıdır. Bu duygusal süreci başa çıkılamayacak durumda hissediyorsa ve artık gerçekten kaldıramıyorsa da bir uzman yardımına başvurması onun iyiliğine olacaktır.

Allah bizi, bizimle uğraşanlardan korusun, onlara fırsat vermesin inşaallah.

Selam ve dua ile.