Erdoğan ve Putin buluşmasında öne çıkan konu güvenlik dosyasıdır. Bu dosyada mutabakat sağlandıktan sonra iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler çok daha iyi bir gelişme gösterecektir.

Güvenlik dosyasında yer alan en önemli başlık Rusya’nın Suriye’deki askerî faaliyetleridir. Çünkü Türkiye bu faaliyetlerden doğrudan doğruya zarar görmektedir. Diğer bir konu, Rusya’nın PKK terör örgütüyle ilişkileri ve Suriye’de terör grupları arasında sayılan Kürt gruplara Rusya’dan gönderilen silahlardır.

İki liderin buluşması özel bir güvenlik zirvesi niteliğindedir. Bölgenin yeni değişim ve dönüşümlere sahne olduğu bir dönemde Türkiye, Rusya’nın bölgedeki varlığının ülke güvenliği için pozitif bir değere dönüşmesini arzu etmektedir.

PKK terör örgütünü bekleyen yakın değişim, Türkiye Hükümeti ile ilişkiye geçme ve müzakerelere dönme şeklinde gerçekleşecektir. Kanaatimce örgüt, Türkiye Hükümeti’nden müspet bir cevap alabilmek için uzunca bir süre beklemede kalacaktır.

Suriye’de mevcut diğer Kürtçü terör örgütleri ise, Türkiye’nin kurduğu siyaset oyununa hizmet eder mahiyette; hududu tecavüz ederek, gönderdiği intihar bombacıları sayesinde Türkiye içinde terör eylemlerine katkı vererek, Suriye rejiminin yanında yer almak suretiyle on binlerce sivilin Türkiye sınırlarına yığılmasına yol açarak kırmızı çizgiyi geçmiş oldu.

Türkiye’nin önünde gözeteceği iki denge unsuru bulunmaktadır: Birincisi iç güvenlik, ikincisi de Rusya’nın ve Kürtçü terör örgütlerinin yol açtığı Suriyeli sivillerin zorunlu göçü problemidir. Bu yüzden ince bir denge meselesiyle karşı karşıya bulunmaktayız. Ruslar, Kürt ve Türkmen dağları ile Türkiye sınırına yakın hassas bölgelerde dolaşırlarsa Türkiye ile çatışmalarının kaçınılmaz olduğunu çok iyi bilmektedir, aynen düşürülen uçak olayında olduğu gibi. Olası bir çatışmanın Rusya açısından ne kadar ağır ekonomik sonuçlar doğuracağı da kendilerinin malumudur. Dolayısıyla, geleceğin fotoğrafını çok iyi okumamız gerekmektedir.

Rusya Türkiye’den elde edebileceği menfaatleri düşündüğünde Kürtçü terör örgütlerinden tamamıyla uzaklaşması gerektiğini rahatlıkla anlayacaktır. Keza, Türkiye’ye baskı oluşturmamak için Suriye’nin kuzey kesiminde sivilleri hedef alan girişimlerden uzak durması gerektiğini de bilecektir. Olayların bu yönde seyretmesi durumunda, Halep savaşına hazırlanan Suriye ile İran’ın planları istedikleri şekilde gerçekleşmeyecek demektir. Zira, Suriye’deki Rus hava örtüsü, Türkiye-Rusya ilişkilerinin mihenk taşı olacaktır.

Rusya yeni seçeneklerle karşı karşıya kalacaktır. Mesela, Devlet Örgütü (DAİŞ/IŞİD) ile savaşmaya yönelebilir. Ancak, bunun için Rusya iç kamuoyunu ikna edecek gerekçelere ihtiyaç duyacaktır. Bu sebeple Ruslar büyük bir sabırla DAİŞ’in Moskova içlerinde askerî bir operasyon düzenlemesini bekleyecektir. Böylece Rusya gelecekteki askerî operasyonlarında gereken değişim ve dönüşümü gerçekleştirme imkânı bulacaktır.

Türkiye’nin Doğu’ya yönelerek eski stratejik ortaklarından uzaklaşması naif bir duruma sebebiyet verecektir. Kanaatimce Türkiye, bölgesel bir oyuncu olarak Rusya ile geliştireceği müzakere sürecini yüksek bir siyasi ilişki düzeyine taşıyacaktır. Bu arada Avrupa ve Amerika ile ilişkilerini de muhafaza etmeye çalışacaktır. Ancak, tüm bunlardan önce bölgenin önemli dosyalarının anahtarı olan güvenlik dosyasının sağlama alınması gerekmektedir.

Çeviri: Fethi Güngör