Başbakan Binali Yıldırım’ın ayın 23’ü itibariyle Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Erbil hava sahasını açmasıyla Erbil’e uçuşların fiilen başlayacağını duyurması ile beraber bugün (26 Mart itibariyle)Erbil’e uçuşlar başlayacak.

2017 yılı Eylül ayında Irak bölgesindeki “bağımsızlık referandumu” nedeniyle ciddi bir gerginlik yaşanmış, Kürdistan bölgesinin bağımsızlığının talebine karşı İran, Türkiye ve Irak’ın ortak bir çalışması olmuştu. Bu çalışma sonucunda hem Türkiye hem de İran bölgeye olan sınır kapılarını kapatmıştı. Daha sonra Irak’ın isteği doğrultusunda hava sahalarını da kapatmışlardı.

İran birkaç gün sonra Süleymaniye bölgesinde olan sınır kapısını açmış Süleymaniye ekseninde hareket eden Goran ve KYB ile anlaşmalar yapmıştı.  Bu anlaşmalar neticesinde Erbil tecrit edilmiş buna karşılık, İran’ın Celal Talabani’nin ölümü ile beraber bölgede hem ticari hem de siyasi etkinliğini arttırdığını görmüş olduk. Türkiye ise bölgede kendi doğal müttefiki olan Erbil bölgesi ve KDP ile köprüleri atarak, hiçbir şekilde anlaşma noktasına gelmeyen bir çalışma ile bölgede bir müttefiğinden ve bölge ticaretinden olmuştu.

Kürdistan bölgesinin iç dinamiklerini bilmeyen o bölgenin Siyasetini okuyamayan bir sürü yazarçizer çok sert bir şekilde Barzani ve Kürdistan bölgesini hedefe yerleştirme noktasında yazılar yazmışlardı. Aslında bölgedeki dengenin iki farklı devlet şeklinde yürüdüğünü bilmeyen ve anlamayanların,  Erbil Bölgesi’nin ve Barzani’nin Türkiye yakınlığını Celal Talabani’nin Partisi KDP ve KDP içinden kopan GORAN’ın daha bir İranist politikalar yürüttüğünü anlayamamış, ama ahkam kesmeye devam etmişlerdi.

Esasında olan durum, Kürdistan bölgesinin kendi iç çatışma sürecinin ve Petrol parasının paylaşımı neticesinde gerçekleşmiş olan ve içeriye bir gözdağı vermek üzere kurgulanan bağımsızlık referandumu, Türkiye’nin de ilk dönemlerde sessiz kalmasıyla ve son bir haftada yüksek ses çıkarması neticesinde içinden çıkılmaz bir hale girmiş oldu.

Türkiye bölgede yıllardır ciddi bir müttefik olarak gördüğü şehirlerini inşa ettiği ticaretin yüzde seksenine sahip olduğu bölgenin dünyaya açılan kapısı olduğu Erbil bölgesini, Kürdistan bölgesel hükümetini ve KDP’yi bir kalemde çizmiş oldu. İran ise buna karşılık her ne kadar referanduma karşı olsa da Goran ve KYB ile ilişkilerini geliştirerek ticaretini arttırarak alanda daha fazla etkinlik sahibi oldu. Bir noktada Bu süreçten kaybedenler Türkiye ve Erbil iken, kazançlı çıkan ise İran, KYB ve Goran olmuştur.

Erbil hava sahası açılması ile beraber Türkiye’nin buraya uçuşları tekrardan açması Erbil ile ilişkileri yumuşamasına vesile olacağını okuyabiliriz, yine Sayın Başbakanın Erbil’e uçuşların olacağını ama Süleymaniye’ye uçuş olmayacağını dair söylemleri de bölgeye yönelik ciddi bir aktif politika oluşturulmaya başlandığını da gösteriyor. Önümüzdeki günlerde KDP den bazı yetkililerin de Türkiye’ye davet edilmesi sürpriz olmayacaktır.

Zararın neresinden dönülse kârdır kabilinden, bölgesel yeni bir aktif politika oluşturuluyor. Kazanan bölgemiz ve ülkemiz olur diye umalım.

Selam ile efendim.