Bediüzzaman Said Nursi, “Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır manileri olur. Şeytanlar o hizmetin hadimleriyle çok uğraşır. Bu manilere ve bu şeytanlara karşı ihlas kuvvetine dayanmak gerekir.” sözleriyle, önemli hayırlı işlerin önünde duran engellerin ve şeytanların varlığını açıkça belirtir.
Bu ifadeler, hayatını hakikat yoluna adamış bireylerin karşılaştığı zorluklar ve bu zorluklara karşı sergilemeleri gereken duruş hakkında derin bir perspektif sunar. Nursi, ehl-i ilmi ve dini, “kendi geçim kaynağı haline getirmekle” suçlayan ehl-i dalaletin insafsız hücumlarına karşı durmanın tek yolunun, ihlas olduğunun altını çizer. Burada ihlas, “samimiyet ve içtenlikle yapılan her işin, ne kadar büyük engellerle karşılaşırsa karşılaşsın, sonunda muvaffak olacağını” vurgular.
Günümüzde de bu tür zorluklar ve suçlamalarla karşılaşan hakikat yolcuları için Nursi’nin sözleri âdeta bir rehber niteliğindedir. Özellikle ilim ve din yolunda yürüyenler, “çeşitli iftiralar ve muzır engellerle” karşılaşabilir. Ancak bu engeller, ihlasın gücüyle aşılabilir. Zira ihlas, “Sadece Allah rızası için yapılan işlerin teminatıdır.” ve bu teminat, dünyevi hiçbir engelin üstesinden gelemez.
Nursi’nin bu derin sözleri, bizlere her türlü zorluğa karşı ihlasın gücüyle direnmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Bu samimi duruş, “Hem dünyevi hem de uhrevi başarılarımızın anahtarıdır.” Hayatın türlü engellerine rağmen, hakikat yolunda sabır ve samimiyetle yürüyenlerin karşısında durabilecek hiçbir şey yoktur. İşte bu yüzden, her adımda ihlası kuşanmak, “en büyük zırhımız” olacaktır.
Selam ve dua ile
Fiemanillah