Birlikte, rahmet vardır. Düalizm; nitelikli işlerin, büyük hedeflerin, kalıcı üretimlerin önündeki en büyük engeldir. Bir bedende iki baş olmaz. Her başın da Kafdağı egoya sahip olması ekibin varlığını baştan tarumar eder.
Nitelikli ve kalıcı işlerin en temel şartı iyi bir planlama, liyakatli beyinlerin ve ferasetli gönüllerin sürece dâhil edilmesi, alınan kararların akıl ve vicdan süzgecinden geçirilmesi, elde edilen nihai programın uygulanmasını takip edecek bir ekibin olmasıdır.
Bir teşkilatın kurgulanmasında görev bölüşümü ve alt-üst ilişkisi önemlidir. Kurumlar, kurallarla yönetilir. Kuralları tam işleyen kurumlara ilave olarak duygu ve samimiyet yapılan hizmetin niteliğini artırır. Doğu toplumlarında maalesef duygu ve hisler kuralların ve ilkelerin önüne geçmektedir.
Dünyamız artık strateji, AR-GE, programlama, yazılım, teknoloji dönemidir. Bu anlamda tepkilerde ve desteklemelerde daha uzun vadeli, iyice tartılmış, güçlü ve zayıf noktaların analiz edildiği ön çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Devlet kurumlarında ve sivil toplum kuruluşlarında plan ve proje eksenli, liyakat şartlarını taşıyan, gelişime ve yenileşmeye açık, tutuculuktan uzak, “ben” yarışına girmeyecek, rolünü hakkıyla yerine getirecek yöneticilere ihtiyaç vardır.
Eğitim Bir Sen Seçimlerini Ali Yalçın ve Ekibi Kazandı
Sendikalar, kamu çalışanlarının hak arama merkezleridir. Bu anlamda Türkiye’nin en büyük eğitim sendikası olan EBS’de 7. Olağan Genel Kurul, seçimlerle tamamlandı. Seçime Genel Başkan Ali Yalçın ile Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa katılmıştı. Seçimi Ali Yalçın ve ekibi kazandı.
Kardeşlik hukukuna uygun bir ortamda yapılan seçimlerin demokrasi sunumuna dönüşmesi, sandalye ve masaların havalarda uçuşmaması çoğulculuk bakımından önemli. Çok başlılık kaybettirir, çoğulculuk kazandırır. Seçimlerde yarışan her iki adayı da kutluyorum. Eğitim Bir Sen yeni dönemde kazanımlarını devam ettirmek ve kazanımlarını itibara ve pozitif algıya dönüştürmek durumundadır. Sahanın beklentisi ve gerçekleri bu yöndedir.
Sözleşmeli Öğretmenlik Sistemi
Türkiye genelinde yaklaşık 19 milyon öğrenci, 1 milyon 100 bin öğretmen var. Öğretmen başına 17 öğrenci düşmektedir. Hâl böyle iken neden ücretli öğretmenliğe ihtiyaç duyulmaktadır? MEB personel rejiminde bazı çalışmalar yapmalıdır. Gelinen noktada şehir merkezlerinde bir öğretmen ortalama 15-20 saat derse girmektedir. Hatta bazı illerde il ve ilçe emrinde olan ve okul bulunamayan öğretmenler bulunmaktadır.
Yani ilçelerde ve kasabalarda öğrenciye öğretmen bulunamazken şehir merkezlerinde öğretmene ders ve okul bulunamamaktadır. Kırsalda çalışmak istemeyen öğretmenler ya görevlendirme yoluyla ya da başka şekilde kadrolarını şehir merkezlerine aldırmaktadır.
Bu durumda ücretli öğretmenliğe başvurulmaktadır. Ücretli öğretmenlik sağlıklı bir uygulama değildir. MEB Personel rejimi akılcı ve uzun vadeli planlamaya tabi tutulmalıdır. On yıl sonra öğretmen sayısı 1 milyon 500 bine çıkacak, öğrenci sayısı aynı kalacak; fakat ücretli öğretmenler hâlâ sınıflara girip çıkacak. Kırsal kesimin çocukları, alanında uzman öğretmenlere hasret okuyacaklar. Bizden söylemesi…