Eğitimim şart olduğu düşüncesi zihinlerin başköşesinde yerini korurken ilim ve irfan merkezlerinde şiddet olaylarının ardı arkası kesilmiyor. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi , asistan hocasını silahla vurdu ve genç akademisyen Ceren Damar gözyaşlarıyla toprağa verildi. Yine Afyonkarahisar’da bir meslek lisesi öğrencisi okula gizleyerek soktuğu silahla öğretmenini bacaklarından vurdu…

Basına yansımayan fakat okulların maruz kaldığı yüzlerce şiddet olayı yaşanmaktadır. On – on beş yıl önce öğretmenlerin öğrencilerine uyguladıkları şiddet haberlerini yazardı gazeteler. Türkiye alınan tedbirler ve bilinçlenme çalışmaları ile öğrencilere uygulanan şiddette epey yol aldı. Artık eğitimciler dayak vb. şiddet davranışlarının bir terbiye ve eğitim yöntemi olmadığını kabullenmiş ve içselleştirmiş durumdadır.

Peki ne oldu da iş tersine döndü, ne oldu da veliler eğitimcilerin üzerine yürür oldu? Okul müdürleri ve öğretmenler okulların bekçileri ve okulların işçileri olarak algılanmaya başlandı. Okullarla ve eğitimcilerle ilgili en küçük ithamda bile yöneticiler baş sorumu olarak eğitim çalışanlarını görür oldu. Hemen açığa almalar, soruşturmalar, cezalar, psikolojik baskılar uygulanır oldu.

Öğretmenler ne istiyor?

Gidişat hiç de iç açıcı değil. Bir milyona yakın eğitim çalışanı itibarını geri istiyor, bunun için toplum nezdinde bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Devleti idare eden etkili ve yetkili yöneticilerin eğitim çalışanları ile ilgili takdir edici, emeği ve fedakarlığı ön plana çıkartıcı mesajlar vermeleri beklenmektedir. Öğretmenler mesleklerini rahatça yapacağı şartları yeniden elde etmek istemektedirler.

Öğretmenin performanslarının öğrencilere, velilere sormak gibi yanlış adımlar tekrarlanmamalıdır. Denetime ve performans değerlendirmesine itiraz etmiyor eğitimciler, bu işin ayağa düşürülmesinden ve mesleğin saygınlığına zarar vermesinde rahatsız. Eğitimin olmazsa olmazı disiplindir. Nasıl bir futbolcu hocasının verdiği çalışma planına uymak zorun da ise öğrencilerin eğitilmesi ve kaliteli öğretimin yapılabilmesi için tatlı sert olunmalıdır. Öğretmenlerin ve okul idarelerinin bu anlamda yapabilecekleri çok az şey var maalesef.

Şiddeti önlemek için ne yapılmalı?

Eğitimciye sürekli şiddet uygulanması, bu alanda ciddi boşlukların olduğunu göstermektedir. Öncelikle eğitimcilere karşı uygulanan her türlü şiddetin ciddi hukuksal sonuçları olmalıdır. Okulların büyük çoğunluğunun güvenliği bile yok. İsteyen herkesin elini kolunu sallaya sallaya okullara girebildikleri bir gerçek. Eğitimcilere velilerin ve yetişkinlerin uyguladıkları saldırılar konusunda asla bağışlayıcı olunmamalıdır. Öğrencilerin şiddete meyletmelerinin temelindeki etkenler ciddi ciddi araştırılmalıdır.

Öğretmenini görünce saygıdan sesini yükseltemeyen öğrencilere ne oldu da öğretmenine silah doğrultur oldu. Gençlere yönelik bilinçlendirme çalışmaları gençlerin ilgi göstereceği yöntemlerle güncellenmelidir.

Öğrenciler arasında akademik başarının yanında ahlak kavramı da yüceltilmelidir. Olumsuz davranışlara tüm eğitimcilerin ortak ve tutarlı tavırlar sergilemeleri önem arz etmektedir. Öğrencilere değer vermek, onların ruhunu okşayacak ve özgüvenlerini artıracak sorumluluklar vermek, öğrencilerin gönlüne dokunacak iletişim yöntemleri geliştirmek şiddetin önlenmesinde ve muhabbetin artmasında etkili olmaktadır. Fakat tüm bu uygulamalara ve alınan yapıcı tedbirlere rağmen şiddet uygulayan öğrencilerle ilgili okul değiştirme, örgün eğitimin dışına çıkarma dahil gerekli disiplin işlemleri yapılmalıdır. Bir kişiyi kaybetmemek için bir neslin ahlakını ve değerlere bakışını feda etmemek gerekir diye düşünülmektedir.

Yapılan hatalar

Geleneklere sırt çevirmek, on yılların oluşturduğu değer yargılarını modernlik ve sözde çağdaşlık adına yok saymak, her şartta insanlara hoş görünmek için hataları görmezden gelmek, konunun muhataplarının çığlıklarına kulak tıkamak, eğitim çalışanlarını en küçük sarsıntıda yalnız ve korumasız bırakmak, gençleri içerisinde okul olmayan okul dizilerine, inkâr ve isyanı parlatan, aile ve toplumu yok sayan filmlere teslim etmek… Daha nice hatalar yapılmaktadır.

Şiddetin sebebini çok uzaklarda aramamak gerek. Suçlu Kim Acaba?