İHH Kurban Bayramı organizasyonu için Çad’dayız. Afrika’nın tam ortası diyorlar. Dünyanın en fakir ülkelerinden biri. Gün geçtikçe bunun ne manaya geldiğini anlıyoruz.

Arife Günü ülkenin güneyindeki mülteci kampına doğru yol alıyoruz. 650 km yolu 21 saatte zor tamamlıyoruz. Dönüş ise 25 saat sürüyor. Yorgunluk ve yolsuzluk meselesine girmeyelim…

Kurban ve yardım çalışmaları devam ediyor. Bu gece döneceğiz.

Daha geldiğimiz gün duyduğum bir söz kulaklarımda. Hep aklımda da olacak sanırım.

Şöyle… 

Somalili mihmandarımız Muhammed Osman ile sohbet ediyoruz. Yardım faaliyetleri, Çad’ın durumu, kendi memleketi Somali ve daha birçok mesele… 

Söz elbette Türkiye’nin yardım faaliyetlerine geliyor. Muhammed kitabın ortasına lafı nakşediyor: Dünyayı, Türkiye’nin iyilik hareketi kurtaracak.

Allah Allah…

Hadi biz kendimize söylüyoruz, çok süper bir milletiz diyoruz. Yönetiminizle gurur duyuyoruz. Fekat Afrikalı birinden bunu duymak enteresan bir duygu.

Muhammed ve diğer Afrikalı dostlarımızın söyledikleri bununla da sınırlı değil.

Bir başkası da “Türkiye 15 Temmuz’u iyilikleri sayesinde atlattı” diyor. Ve ekliyor: Dünyada başka bir ülke öyle bir ihaneti püskürtmezdi.

Gurur duyuyorum, böbürleniyorum, seviniyorum. Ana daha ötesi, düşünüyorum.

Binlerce kilometre ötede bu insanlara, bu sözleri söyletebilmek…

Emin’in benzet düşünceleri Asya, Amerika ve diğer kıtalarda da duyanlar vardır. Zira Türkiye’nin iyilik hareketi artık küresel bir vakıa.

Küreselleşmenin nâhoş taraflarının yanında böyle de bir etkisi var. İyiliği de küreselleştirebiliriz. Kötülüğün kıtalar dolaşmasına şahitlik ettiğimiz gibi…

İşte mesele burada…

Küresel kötülüğün çaresi iyiliği küreselleştirmekte…

Sosyal medyanın küresel iletişim aracı olduğu zamanınızda iyiliğin küreselleşmesi her birimizin vazifesi haline geliyor. Sosyal medyadaki her kullanım, iyiliğin yayılmasına katkı sağlayacak.

Elbette paylaşım ahlakını da gözetmeliyiz. Her fotoğrafa kendini yerleştirmek ya da “biz olmasak buralar pöööçfffff” babında dil kullanmak fecaat…

Küreselleştireceğimiz iyiliğin görünür yüzü, sosyal medya ahlakı olacaktır.

Çok boyutlu bir meseleden bahsediyorum. Küresel politika gerektirecek hususlar var. Ama sosyal medya ve yeni iletişim araçları sayesinde küresel politika dediğimiz şeyi ferdî politikaya yönlendirebiliriz. Her birimiz, tavrımızla küresel politikaya etki edebiliriz.

Ve Türkiye’nin iyilik hareketi meselesi…

Gerek devlet, gerekse sivil toplum kuruluşları nezdinde yeni bir harikalar diyarı yaratıyoruz.

Çad’da İHH adına bulunurken birçok STK görevlisine de rastladık. Sadakataşı, Cansuyu, Beşir Derneği, Hasene sadece benim görebildiklerim…

“Güzel ahlakı tamamlamak üzere” gönderilen Peygamberimizin ümmeti olmak için doğru yoldayız sanki…

En azından bu bakımdan…